Ayşe köyün en güzel kızıydı. Ahmet'le çeşmenin başında buluşur
ilerisi için hayaller kurarlardı. Daha yaşları onüç ondörttü. Ama köy de âdet çocuklar onbeşine geldiğinde evlendirilirdi. Ahmet suculuk yapıyor ailesine katkıda bulunuyordu. İkisi de ilkokulu bitirmişler köyde ortaokul olmadığı için okuyamamışlardı. Birgün yine çeşmenin başında buluştular.
-Hadi Ahmet nehre gidip oradan suyun akışını seyredelim.
-Tamam neden olmasın.
Oraya gidebilmeleri için orman da yarım saat yürümeleri gerekiyordu. Ağaçlar, kuş cıvıltıları arasında el ele konuşarak nehrin oraya geldiler. Yeşilliklerin üzerine oturup harika akan suyu seyre koyuldular.
-Hayret biri kayığını bırakmış burada dedi Ahmet.
-Haydi gel biraz gezelim ne dersin diye tutturdu Ayşe de.
Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda