Düşme çınar yaprağı! Bu gün de dur dalında...
Bütün gece kıvrandın, bir yürek sancısında.
Hüzün dedi: 'Buradayım'.
Beklemesen de geldim.
Yalnızlığı ikram edip, öylece gülümsedin...
Gelene buyur demek senin eski adetin.
Kime sustun, kime küstün kalemim.
Senin senden özge dostun var mıydı?
Cümle bozdun, harfi büktün satırda.
Yaşam, yaşamak diyorum...
uyuyup uyanmak değil ki
Geceden sabaha...
Dillendir bakalım efendi içindeki onmaz derdi,
Kim içine attığıyla sükût-u huzura erdi.
Dök taşını, dök yaşını, tortusuna aldırma,
Dışı kırmızı ama, kurt elmayı çoktan yedi.
Bir küçücük delik aç, olmayıver kalbi bütün.
Bir bakarsın taş getirir.
Bir kırılmış dal getirir.
Bir bakarsın yaş getirir.
Kütahya, Altıntaş, köyümün adı Eydemir...
Kimi Marziye dedi, kimi Mersiye… Şimdi adım “nene” dir.
Ben Çanakkale diyorum doğumumu sorana,
Günlerden sonra,aynaya baktım bu gün...
İz bırakmış yüzüme yüreğimdeki hüzün...
Yalnızlık halka halka gözlerimin altında,
Dudağım, dudak bükmüş tebessüme
Gülümsemek olur mu
Adın günlerdir anılmamışsa...
Aman baston, canım baston,
Önce Hüda’ya, sonra sana dayandım.
Kırılıp, bükülüp de elimde eğilme ha...
Günaydın, günaydın …
Sevginin özüne, yüreğin son sözüne günaydın…
Sepetlerimle geldim bu gün de yüreğine...
Hani nerde bu yalnızlığın ucu bucağı..
Nerde yitirdin gönlüm huzur bulduğun kucağı,
Yine gece, yine hüzün, saat ömrün kaçağı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!