İlk Aşk
Senin de yalnız olduğunu hissettiğin anlar vardır değil mi sevdiğim? Duvarlarla konuşursun küfür edersin içindeki ucu bucağı görünmeyen yalnızlık kuyusuna. Çığlıklar atarsın hatta isyanlar edersin belli bir süre sonra sesler duyarsın,kendinle konuşur gibi o sesle konuşursun ve sorularına cevap verirsin. Nedenli,nedensiz gülmeler başlar hatta kahkaha atarsın nedeni bilinmeyen içindeki yalnızlık o kadar komik gelir ki Zeki Alasya Metin Akpınar oyunları misali görürsün yaşam kaidesini yok yok canım bu kadar da olmaz dersin ama gelecekte olur. Sonra düşünürsün o oyunları kimler yazdı kimler bu kadar iyi bir gözlem yapar yada geçmişte yaşadığımız olayların aynası olacaktı o güzelim oyunları.
Şimdi ki gibi...
Nedendir biliyor musun böyle giriş yaptım, bende bilmiyorum. yaptım işte...
Gülümseye başladın görür gibiyim. İçinden diyorsun ki insan konuşacak yada yazacak bir şey olmadığında, ya konuşmamalı yada yazmamalı.
Belki de haklısın
Belki de ben haklı çıkarım diğer yazdığım yazılar gibi ve şiirlerim gibi. Çünkü yazarlar son noktaya kadar yazardır öyle değil mi bayan yalnızlık...
-Benim kaç tane isim var diyorsun bir bayan ölüm oluyorum bir de bayan yalnızlık...
-Allah bilir?
-Kul ne yapar o zaman
-Sorgular
-Varjlığı mı yokluğu mu
Sen var mısın ki yok olacak kainatta...
Bursa'nın yok olmaya yüz tutmuş mahallerin birinde oturuyorduk seninle komşuculuk oynuyorlar bizimkiler.Seni görmek ile başlardı gün, güneş daha sıcak olurdu okulumza giderken güller biterdi elimi tuttuğun zaman çünkü sen benden büyüktüm korumak isterdin kardeşin misali. Bende büyümek isterdim senin yaşca büyüyeceğin hiç aklıma gelmezdi o zamanlar...
İsmin Dilekti,kaç ahlat ağacına çaput bağladım dileğim olsun diye, İsmin Aşktı, kaç şiirler yaktım yeniden küllelerinden aşk yeniden doğsun diye...
Sararmış Günlük Senfonisi,
Ne cabuk geçti yıllar değil mi, sen eski güzelliğinde misin bilmiyorum?... Şenşakrak gülüşünle hafif makyajınla acık ama kendine yakışanı giyen oturup kalkmasını bilen bir genç kızdın. Mahalle delikanlarını birbirine sokardın ve seyirlerine bakardın gülümseyerek. Anneme gelirdin daha sonra kahkaha atarak anlatırdın ve eklerdin erkek milleti işte bu kadar salak abla diye ''iki kırıtıyorum mahalleyi viraneye döndürüyorum'' diye... Şimdi bakıyorum geçmişe bende mi senin gözünde o salaklardanmışım.
Neyse...
Annem, Kız kardeşimle bana hiç doğum günü yapmazdı çünkü varoş mahalledeydik ve hiç kimseyi maddi anlamda ezebilecek lüksümünüz yoktu diye düşünürdü. Bir gün rutin kontrollerim için hastaneye gidecektik. Kimlikkartımı kaybetti yada düşürdüm her halde bir yerde bulamıyorum diyordu babama Babam desport bir adamdı hemen sinirlenirdi o gün ne olduysa oldu adama hiç kızmadı anneme, olan oldu diyordu sadece...
Birden senin sesin yankılandı Emel abla diye
-Emel abla
-Efendim dilek diyordu üzgün ifadeyle
-Ne oldu neyin var diyordun
Annemde anlatıyordu'' Mehmedin rutin kontrolleri varya yarın ona gideceğimizi söylemiştim sana da, çocuğun kimliğini bulamıyorum oyüzden çok üzülüyorum''
Sen lafın bitmesini beklememıştin ve demiştin ki
-''Bende o yüzden geldim bizim evde düşürmüşsün bende koşarak getirdim heralde Mehmedin ilaç dorbasından düşmiüş''
Annem o an dile benden ne dilersen dilek diyordu Allah razı oldun diye dualar okuyordu sana
-Çay demleyeyim içer miyiz, bu güzel biten günün akşamına bir tavşan kanı yakışır diyordu babama
-Olur Emel diyordu
Dilek sende kalsana diyordu
Olur diyordun bana gülümseyerek '' bu işe çok sevinecek bir kişi var nasıl olsa''
Babamda gülümeyerek Oğlumun aklını başından alma diyordu Diğer erkeklere yaptığını yapma
Sende diyordun ki
'' Aman Sait amca güzel olmak suç mu albenisi olmak suç mu sözüm meclisden dışarı ama erkek milleti hepsi salak iki kırıttığım zaman hepsi peşime düşüyor diyip ekliyordun ''orospu mahalleyi yakarmış, geçip karşısına sacına kına yakarmış'' benim ki de o hesap işte...
Babam da kahkahalar atarak ah zamane kızları diyip anneme çaylar nerde kaldı emel demişti
Gelmişti çayları içerken anneme şunları şöylemiştin
-Emel abla çocukların doğum günü yaklaşıyor 5 gün var değil mi
-Evet ne oldu ki dilek
-Emel gel şu çocuklara doğum günü yapalım hem çocuklarda değişik bir gün yaşasınlar hemde biz
-Olur mu ki dilek
-Ev dağılacak diye korkuyorsan merak etme yandaki boş arsa da yaparız çıkartırız masaları yayarız yiyecek içecekleri bahçeyi de süsleriz gece olursa elektrikçi ahmet var ışık çekemez mi sanki..
Sait amca izin verirse tabiki...
Babamda sana dönüp demişti
-Olur kızım ama bir tek şartla sakın mahalleyi yakma..
O gün gelip çatmıştı her şeyi sen hazırlamıştın ellerinle, kekleri pohacaları pişirdin masaya koyup iki tane de hediye bırakıp gitmiştin bugünleri görür gibi...
Çünkü o günden sonra ne bugünüm de nede yarınım da olacaktın
Ama hediyen her zaman baş ucumda
Sarı yapraklı kilitli günlük
Bir siyah beyaz fotoğrafın
Bir küçük not..
Elveda.
Kayıt Tarihi : 20.1.2019 16:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!