Yaşamaya değer bulunan mesafelerce uzak, yada az ilerisinde belirir, duyguların nasıl akıp gider ne zaman anlarsın ki…
AŞK iki kişiliktir sevinci, mutlu, mutlu gülümsemeyi, kalbinin atışında yerinden çıkacak gibi oluşunda, nerde olursan ol düşüncelerle aşık olduğunla olursun aklın ondadır…
Emeksiz yemek olmadığı gibi çaba verilme miş AŞK da olmuyor, verilip de tutulmayan sözler, ilk günlerin heyecanın yitip gitmesi, yada sıcak tutulmaması…
En kötüsü de başka bir AŞK dan gelmesidir enkaz dır yüreği, yaşayamadığı tek taraflı güvensiz ilişkiden, yarım aklı, yarım kalbi geride bıraktığındadır, çivi çiviyi söker hesabıyla paldür küldür belirmiştir AŞK ı özleyenin kapısında…
AŞK bulunduğun da yaşanırken yürekte gerekli ihtimam göstermeyende olur nasılsa sevildiğinden emindir, sadakatin olmadığı, şüpelerin birbiri ardınca beynin içinde yankı bulması, yok eder,yeşeren duyguları çiçek çiçek açmadan biter gider AŞK, ah keşkelere bırakır düşünceleri..
Su gibi ekmek gibi gerekliyken AŞK hep misafir gibidir gönül sofrasında, AŞK imkansızlıkları sever telaşeli dir gelişi,neşeyi sever, AŞK hep açtır, kelimeleri bir solukta yer bitirir, hayatın nefes alması hareketlenmesi AŞK ı canlı tutar…
Gerçek bir AŞK hisseden yaşayan bir anlık bile olsa başka birini düşünmez, tutsağıdır sevdiğinin, her bir hal, tavrı gözbebeklerinde oturmuş bir an bile yok olmaz, kaybetme korkusu yaşar içten içe yakar kavurur yüreğini, AŞK da gururda olmaz tüm duygular saydamlaşır gören gözlere, AŞK a inanmanın adı güvendir, eğer inanç yoksa,güven yoksa,AŞK da yoktur …
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla