Hangi kapı açılmaz ki, önünde,
Güler yüze, tatlı dile merhaba!
Ne büyük içtenlik kara bir günde,
Dostça uzatılan ele merhaba!
Gök-kubbe’si hilallerle donanan;
Toprağında koç yiğitler şahlanan;
Her karışı kanımızla sulanan;
Köye, kasabaya il’e merhaba!
Ses verir devrine eski çağlardan,
Sonsuz ova’lardan, cennet bağlardan,
Mavi enginlerden, karlı dağlardan,
Ilgıt, ılgıt esen yele merhaba!
Zinhar eksilme yok kıymetlerinden,
Herkese pay düşer nimetlerinden,
Köylümün en işlek aletlerinden,
Pulluğa, tırmığa, bel’e merhaba!
Narı ile hudutları ışıtan,
Dağ başında gönlümüzü ısıtan,
Bayrağımın has rengini yansıtan,
Al’ların en hoşu güle merhaba!
Akordunu Köroğlu’nun kurduğu;
Bolu Beylerinin düşler yorduğu;
YAŞ der; ozanımın mertçe vurduğu;
Mızraba, perdeye, tel’e merhaba!
24.03.1977
Mehmet YaşKayıt Tarihi : 9.9.2014 20:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!