Dile günah olmaz sevgili bilirim. O yüreğin elçisidir. Haykırışın sesidir avaz avaz çığlıklarda. Şimdi sustu dilim, yüreğimdeki dayanılmaz acıya. Seveceksen al götür yüreğimi bu şehirden. Soyut kelimeler yetmiyor artık yokluğunu anlatmaya.
Seni unutmaya yetmiyor bu zindan. Bu dağ geçit vermiyor sensiz bir zamana. Soluduğum her havada bir nefessin ciğerime can veren. Kaçtım, göçtüm, yaktım, yakıldım olmadı. Sensizliğe çare olmadı hiç bir yangın. Hiçbir cennet teselli olmadı acılarıma.
Ne olur gel al bu hasretini benden. Yine haykırışta yüreğim susturamıyorum. Bağırsam yıkılır bu şehir. Belki kurutulurum diyorum. Ne çare ki sürgündür yüreğim yüreğine. Bu kenti yüreğinde sevmişim oysa. Kıyamam yüreğine ölürüm.
Ruhumu söküp aldırlar bedenimden sensiz. Kör kurşunlara dizdiler yüreğimi. Acılardan bir zincir taktılar boynuma. Vazgeçmedim senden. Bir avuç yalnızlık bıraktın ellerime giderken. Kuş uçmaz kervan geçmez diyarlardayım. Feryadımı duyan yok. Göç mevsimini kaçırmış çaresiz kırlangıçlar gibiyim.
Son bir çığlık kaldı dilimde haykıracak. Bundan başka hiçbir yangın yakmaz beni. Hiçbir el dokunamaz ellerin değdiği yere. İlla da sen diyor yüreğim. Gözlerimde son bakışından kalma gözyaşları duruyor hala.
Şimdi gidiyorsun bu şehirden. Sök al ayak izlerini bu kentin kaldırımlarından. Gözlerini çek gözlerinden. Gidişin, ardından ağlayan martılara çığlık olur. Uykusu yarıda kalmış gecede, yitik bir düş olur. Yağmur olur mavi göğün gözlerinde. Acı, isyan, intihar olur çıkar karşıma her köşe başında.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman