Dibâcesi aşktır, şirâzesi aşk
Nihâyeti aşktır, gülce sesi aşk
İstanbul üstüne şarkılarımın
Dilde fasl-ı bahâr, İstanbul’da yâr
Bu gece gül sevdam yedi renk açar
Gün devrilir gecelerim üstüne
Umutlar içinde kalırım naçar
Hâllere girerim, o yâr pür melâl
Yüreğime bir görünür, bir kaçar
Sazımın esrârı çıkar faslından
Perdesinde yanık nağmeler uçar
Dilde fasl-ı bahâr, İstanbul’da yâr
Payıtahtın ortasında yârim var
Gülden sevdasını yüreğim arar
O yâr gelmese de yürek şehrime
Duygusu erişir, sînemi sarar
Dilinde titreşen sevgi kelâmı
Yalnızca vefâda eyleşir karar
Çaylar çağıltısı ıtır sesiyle
Sevgiler içeri hatırım sorar
Payıtahtın ortasında yârim var
Bir kara kartalım kavidir kavlim
Bir iner, bir kalkar gür pençelerim
Almazsam yârimi eğer İstanbul!
Konarım sînene, bağrın delerim
Fermânın dağlardan olsa da yüce
Dinlemem fermânın, onu silerim
Binerim dalına bin bir avazla
Alır sevdiğimi göğe yelerim
Bir kara kartalım kavidir kavlim
Sevda İstanbul’sa yollar dayanmaz
İnandım bir kere davetkâr sese
İstanbul, aşk ile yolları aşıp
Sana geliyorum nefes nefese
Gökler inse bile başım üstüne
Kimseler koyamaz beni kafese
Tuzaklar kurulsa Bizans’dan hayın
Düşmem tuzaklara, ne de bir yes’e
Sevda İstanbul’sa yollar dayanmaz
Gönlüm yorgun değil, daha deli-tay
Henüz sırlarımı yâre açmadım
Maveradan derlediğim gülleri
Acı sular üzerinden saçmadım
Sultanlar şehrine eyledim cevap
Eylediğim sözden geri kaçmadım
Yârim bilir; bende bir tek adres var
Payıtaht ötesi gökte uçmadım
Gönlüm yorgun değil, daha deli-tay
İstanbul! Dilrûba’m! En soylu sevdam
İşte giriyorum mavi kapından
Topkapı inlesin, surlar titresin
Vuslat bulacağım görklü yapından
Sultanahmet, Bab-ı Âli, Beyazıt
Miras alacağım bir pay tapundan
Gülhane yokuşu şiir tadında
Şiiri çıkarttım işte kınından
İstanbul! Dilrûbam! En soylu sevdam
Bir Sultânı-yegah şarkı tuttursam
İnsem Küçüksu’ya yârim duyar mı
Ardından Sûzidil çalsam sazımı
Maşukum dil verip, kadrim sayar mı
“Adalar’dan Üsküdar’a yol gider”
Mavi nağmelere sesim uyar mı
Sevdiğim, Dilrûba’m duyunca sesim
Sevgime, sevdama bilmem doyar mı
Bir Sultanı-yegah şarkı tuttursam
Marmara yanıyor aşkımdan benim
Buluta gizlenmiş güneş üşüyor
Gün hüzün topluyor akşama değin
Gece feryâdıma bakıp şaşıyor
Deniz fenerleri bir bir yanarken
Marmara’dan yakamozlar taşıyor
Göğe yükseliyor nâr-ı hasretim
Som yıldızlar ellerime düşüyor
Marmara yanıyor aşkımdan benim
Pür telaş gezindim Saraçhâne’de
Tamburî Cemil’den ezgiler duydum
İçlendim aşk üzre, döndüm geçmişe
Taştan plakların sesine uydum
Şehzâde Câmisi salâda iken
Hüzzam salâların hüznüne doydum
Ölümü düşündüm, sonra sevgiyi
Musalla taşına kendimi koydum
Pür telaş gezindim Saraçhâne’de
Ey sultanlar şehri güzel İstanbul!
Serencâmı ne olacak bu aşkın
Caddebostan, Fenerbahçe, Göztepe
Gözlerim aşk ile sellerce taşkın
Kartal, Pendik, Küçükyalı, Bostancı
Bulmazsam vuslatı düşüncem şaşkın
Şehremini, Eyüp, Fatih, Beyoğlu
Söyleyin bu yürek bulur mu meşkin
Ey sultanlar şehri güzel İstanbul!
Hikâyeyi hâlim yazılsın özge
Oynansın direkler arası yerde
Resmetsin aşkımı Osman Hamdi Bey
O naif insanın fırçası nerde
Himmet etsin Oruç, Telli Babalar
Bir çare sunsunlar düştüğüm derde
Deli gönlüm yârdan onulmak ister
Bilirim bu sevda uzun seferde
Hikâyeyi hâlim yazılsın özge
Nevbahâr mı? Yoksa harlı ateş mi?
Yoluna düştüğüm sevdanın sonu
Yıllardır bekledim, hasrette durdum
Olmasın gelişim, vuslat oyunu
Fatih’in fethinden bu yana süren
Sürdürsün âşıklar sevda soyunu
Gerekirse aşka ikinci fetih
Tutayım sevdanın kutlu toyunu
Nevbahâr mı vuslat? Harlı ateş mi?
Dibâce-î aşkla girdiğim şehrin
Taht kurdum sonunda en yücesine
Çamlıca’dan sevgiliye ses verdim
Nem varsa yazdım aşk dilekçesine
Dün delitaydı gönlüm, dün delikandı
Sürüp gitti sevdam erkekçesine
Encâmında tuttum yârin elinden
Girdik nevbahârın gül bahçesine
Dibâce-î aşkla girdiğim şehrin
Ey güzelim! Rüyâ şehrim İstanbul!
Yankılandı sevdam yedi tepende
Demlendi dem içre, her bir kelâmım
Mûteber konağın Kız Kulesinde
Yâre ulak oldu tüm köprülerin
Selâmım götürdü gül hâlesinde
Suların coşarken medli-cezirli
Köpürdüm kalbimin şelâlesinde
Ey güzelim! Rüyâ şehrim İstanbul!
Kayıt Tarihi : 18.4.2006 11:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Celalettin Kurt](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/18/dilde-fasl-i-bahar-istanbul-da-yar.jpg)
TÜM YORUMLAR (4)