Dildare Şiiri - Furkan Durusu

Furkan Durusu
61

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Dildare


Nereden çıktın böyle Dildare
Yıldızlar dökülüyor gülüşlerinden
Saçların kaydırak oluyor sabilere
İki çay içiyor kelam ediyoruz
Bizim sena pastanesinde
Sen bulunduğun için şeref duyuyor
Her mekan, her semt, her şehir
Tenha bir köşebaşında sevişiyoruz
Yersiz, zamansız, amansız, aniden
Bazen bir bakış, bir kelam
Atıyor beni ateşinden kuyuya
Yusuf'a komşu oluyorum
Aşk yolunda, yoldaş ediniyorum

Sen aşkla yürüdüğüm çakıl taşlı yolum
Yolun sonu gül bahçesi, sonu sen
Ayaklarım çıplak, yolum çok ırak..
Kanayan ayağım mı yüreğim mi anlamıyorum

Ben seni severken Dildare
Çaresiz bir Asiye oluyorsun
Laz Ziya'nın taş plağında
Anasının bir bağ pirasiye verdiği Asiye
Yürüyorsun Ağasar'da Sis dağının başlarında
Şahmeran katlediliyor ufuklarında
Sessiz bir çığlık kopuyor geceden
İsa yükseliyor çarmıhtan göklere
Sen gülünce karnı doyar bir yetimin
Bülbül figan eder sesin duyunca
Gözlerin bakınca gözlerime
Mihriban utanıyor sarı saçından
Zühre kıskanıyor Tahir'e böyle bakamayışını
Rumi ağlıyor dergahta sözlerini duyunca
Duyunca Şems'ine söyleyemediği şeyleri
Şems'e komşu oluyorum
Aşk yolunda yoldaş ediniyorum

Sen aşkla yürüdüğüm çakıl taşlı yolum
Yolun sonu gül bahçesi, sonu sen
Ayaklarım çıplak, yolum çok ırak..
Kanayan ayağım mı yüreğim mi anlamıyorum

Biliyorsun hasretim gül yüzüne
Özlüyorum seni ansızın hunharca
Leylasını kaybetmiş Mecnun gibi
Aşıyorum çölleri, ıssız yolları
Mısır'da, Balkanlarda, Kırım'da
Oradan oraya bir kara tren gibi
Hep aynı raylar üzerinde
Kesiliyor Mekke'de rayların uğultusu
Sevgilisi rahatsız olmasın diye
Raylara keçe döşeten Hamid'i anıyorum
Atam gibi mavi mavi bakmasada gözü
Şüphesiz vatan kokuyordu bakışları
Hamid-i Sani'yi anıyorum
Abdulhamid'e komşu oluyorum
Aşk yolunda yoldaş ediniyorum

Sen aşkla yürüdüğüm çakıl taşlı yolum
Yolun sonu gül bahçesi, sonu sen
Ayaklarım çıplak, yolum çok ırak..
Kanayan ayağım mı yüreğim mi anlamıyorum

Aşkınla sarhoşum dönüyor başım
Sazı elinden alınmış Karac'oğlan gibi
Dağı taşı yıkıyor naralarım, haykırışım
Gördüğüm her dervişe seni anlatıyorum
Yolum düşüyor güzelim Ankara'ya
Geziyoruz el ele Ulus, Altındağ, Çankaya
Ankara ağlıyor aşkımıza, ıslanıyoruz
Belki de arınıyoruz günahlarımızdan
Temizliyor yağmur maneviyatımızı
Islak görmeye dayanamam seni
Pısıp bir köşeye, tenhaya sevişiyoruz
Yağmur çehreni ıslatıyor ben dudaklarını
Davası için asılan Çerkes Hasan'ı düşünüyorum
Çerkes'e komşu oluyorum
Aşk yolunda yoldaş ediniyorum

Sen aşkla yürüdüğüm çakıl taşlı yolum
Yolun sonu gül bahçesi, sonu sen
Ayaklarım çıplak, yolum çok ırak..
Kanayan ayağım mı yüreğim mi anlamıyorum

Gülüşün Sabbah'ın cennet bahçesini andırıyor
Haşhaş istemem kokun sarhoş ediyor beni
Ehl-i Beyt'te hakem olayına tanık olup
Ebu Turab Ali'yi savunuyorum müşriklere
Ali'nin Fatıma'yı sevdiği gibi seviyorum seni
Abdalların sazında bir türkü oluyorum
Kulaklarının pasını silmek için
Çin sarayına saldıran kırk yiğidi görüyorum
Önlerinde deli bir aşık, bizim Kürşad
Kör olmuş gözü ; aşk, dava, cihad
Suna'sını ipte görmüş Fahri Kayhan gibi
Yitiriyorum aklımı aşk yolunda
Vatanı için faşist ilan edilen Kınık gibi
İtip kalkılıyorum oradan oraya
Ben bir gam-zedeyim
İşte buradayım evimdeyim
Tam da çehrende gamzendeyim
Açıyorum gözlerimi koynunda
Bir piramidin içindeyiz, Mısır'da
Mısır'ın hükümdarı payitahtla dertleşip
Yavuz'a komşu oluyorum
Aşk yolunda yoldaş ediniyorum

Sen aşkla yürüdüğüm çakıl taşlı yolum
Yolun sonu gül bahçesi, sonu sen
Ayaklarım çıplak, yolum çok ırak..
Kanayan ayağım mı yüreğim mi anlamıyorum

Furkan Durusu
Kayıt Tarihi : 29.12.2022 02:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Furkan Durusu