Teninde emanet kadınla sevişmeyeceksin
Sana ait olmayacaktır hazları
Gözlerini her kapadığında
Yalan söyleyecektir dudakları
Nöbetçi bir mağduriyet sarar tenini
İkimizin de yüreği kanıyor canımız sıkkın Keyfimiz yok, ikimizde insanız olabildiğimiz, olması gerektiği kadar insan. İkimizde umutlarımızın peşinden koşuyoruz bazen aceleci adımlarla bazen de takati kesilmiş sık nefesli duraklarda hüsran kokuyor ortalık darmadağın korkularla. Umutlarımız yarınlarımız bekleyişlerimiz ve ya evde yoksa endişelerimizle kıvranıyoruz kimlerle şüphelerimizle eriyor güvenlerimiz ve yok ediyor kendi kendini imhaya hazır yüreklerimiz. Oysa o kadar zor da değildi sonsuza dek sürebilirdi beraberliğimiz tek yöne gidiş biletlerinin ardından uğurlamak olmazdı düşlerimiz. Şimdi nerede değilsek orda olmak istiyor bedenlerimiz ve arıyor birbirini nefeslerimiz bir ağıt ardından karışıyor birbirine gözyaşlarımız sessiz, sessiz. Şimdi çaresiz içimizi döker, döker ağlarız, yalnızlığa bir kadeh, bir kadeh daha kaldırırız, bilmeyiz ki kendimizi kandırırız. Baktığımız her yerde bir parça sen, bir parça ben varız, ama yeminler var aramızda ne sen dönersin ne ben birbirimize uzaktan bakarız. Geceyi sabaha ellerimizle bağlarız arka arkaya her saate uykusuz kaygılarımızı iliştirir bir sen bir ben yazarız. Söylenemeyenleri söyleyemediklerimizi söyleriz satırlarımızda birbirimize ve gizli keşkeler saklanır her sözcüğe dilimiz varmaz gerçeği yazmayız. Bir gurur esaretinde hasrete mahkûm edilmeye razıyız sanki cesaretimizi artık kullanmayız, kullanamayız öyle ya, biz ikimizde insanız olması gerektiği kadar hata yapacağız.
Ben en iyiyi, en doğruyu, en güzeli taşıyorum demek faydasız göstermek lazım söylemeden mutluluğu tattırabilmek anlamak anlaşılmak sabret derken sabredebilmek güvenmek belki de en güzel anlatımla bir soğanı paylaşmak olmalıydı sevdamız.
Geç kaldık…
Yalnızlığın tadına vardığımda kalabalığı unuttum gönlümde yıkık viran şehirlerimde harap yapılar içinde yaşadım keyfimce. Gel gör ki hiçbir şey ve hiç kimse yoldaşım olmadı ömrümde. Kimi elimden tuttu bıraktı bir tokat sertliğinde
Kimi eteğimi savurdu fırtınalar içinde. Hiçbir şey ve hiç kimse derman olmadı derdime gereğince. Kısa anlar kısa ömürler gibidir genç ölümüdür yakar geçer duyulunca. Ölümü yaşıyorum içimde. Yaşarken ve hayattayken hiçbir şey ve hiç kimse
Kırmızı bir gül vermedi sakladılar son yolculuğumun hediyesi olarak dipsiz kuyularında beslediler gizli gizli su vererek büyüttüler verecekler zamanı geldiğinde. Son yolculuğum maviyi kapatacak tüm ihtişamıyla ortalık kan gölü gibi kırmızının en kırmızısı yasların en koyu siyahı karalar içinde derin sessizliğin en sağır günü ağlamayacak hiç bir şey ve hiç kimse. Alıştığım yalnızlığıma devamını sürdüreceğim yeni yerimde. Korkular var bilmediğim içimde adını koyamadığım, koyamazda hiç kimse. Ne yaşadım ömrümde ne bıraktım geriye bilemez ki hiç kimse. Boyumu uzattım yıldızlara değdirdim elimi gizlice görmedi hiç kimse. Estim fırtınalar koparttım gönlümde hissetmedi hiç kimse. Bağırdım avazım çıktığı kadar bağırdım sağırdı duymadı hiç kimse. Yüzme bilmediğim okyanuslardan kurtarmadı hiç kimse. Tek başına olmanın yalnızlığa ayak diremenin zanaatını öğrendim yalnız geldim bu dünyadan yalnız göçeceğim olmayacak yanımda
Hiçbir şey ve hiç kimse...
Esenlikle ve sevgiyle… Melekler öpsün yüreğinizden…
Saat on ikiyi geçmiş
Herkes günün telaşına düşmüş
Sabah kahvaltısını çoktan etmiş
Akşam yemeğini düşünüyor
Yüzümü daha yıkamadım
Güne lanet bir sigarayla başladım
Hadi, hadi bir cesaret, bir cesaret ver bana
Tut ellerimden götür beni
Unutacağım seninle tüm geçmişi
Yalnızlığımı bırakacağım ardımda
Dönüp bakmayacağım beni silip geçen hayata
Al, al götür beni…
Gülüşün yanağında…
Özlüyorum seni
Dudak kenarlarında birikenler
Başak boyu zaman
Hayallerinden büyük gözleri
Tarlası susuz
Solmaya yüz tutmuş
Ağlamaklı yapraklar /
................................. Öksüz
Gecelerimi ve gündüzlerimi adamaya hazırdım…
Sen yoktun!
Uykularımı ve düşlerimi verecektim…
Sen yine yoktun!
Vazgeçilmezim olacaktın…
Sen istemedin!
Siyaha koşuyor aceleci adımlarla Griye çalan gecelerim.
Suskun, ölüm kokan bir parfüm kokusu ellerimde…
Nefeslerimde durgunluk, soluk benizli resimler…
Utanmadım ki hiç!
Sefil bir hayatım olabilir
Ama sanma ki senaryoyu sana yazdırırım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!