DİL DÖKMEZ
Yanar nar-ı fırkatta, bu fersude yürekler,
Binbir renge bürünmüş, arkasından sürükler.
Lalezardı cemali, kor ateşi körükler,
___Bozuldu masumiyet, boş konuşup dil dökmez,
___Arzunun girdabında, sürülürse bil çökmez!
Ariflerin kutbunda, mahfazalar açılır,
Cevrü mihnet içinde, bühtan’lardan kaçılır.
Kapılırsın hayale, eşk-i tarab saçılır,
___Can alıcı bakışlar, konuşarak dil dökmez,
___Büyük aşkla yarınlar, örülürse bil çökmez!
Kış gününde yaşarken, çok bunaltır sıcaklar,
Mecralardan giderken, geçer ilçe, bucaklar.
Şu gök kubbe altında, boş kalmayan kucaklar,
___Kervansaray bu kalbi, anlatarak dil dökmez,
___Karşılıklı sevgiler, görülürse bil çökmez!
Bu sevdanın mimarı, başlamıştır yayına,
Kırılarak katmanlar, etki yapmış fayına.
Gümşüde duygularla, sevda düşmüş payına,
___Ceffel kalem kırıldı, bundan sonra dil dökmez,
___Dosyalarda birikmiş, dürülürse bil çökmez!
Bunlar mülhem prensip, işte böyle çalışır,
Fersah fersah uzakta, her damlaya ulaşır,
Yakut gibi kıymetli, altın suya bulaşır,
___Cevşen zırhlı bu dudak, hiçbir zaman dil dökmez,
___Sevda açık bir delil, çözülürse bil çökmez!
Yankılanan anılar, işte böyle geçerken,
Daha berrak görünür, mutluluğu içerken.
Hasretin pençesinde, bir tek onu seçerken,
___Gözlerinde mavilik, bundan böyle dil dökmez,
___Bu can tende durdukça, Özündeyse bil çökmez!
H.HakanKURTARAN
04.10.2009-Aydın
__________________
Kayıt Tarihi : 9.8.2010 16:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!