denizlerden topladıkları
İstanbul masallarını
Cami duvarlarına
İnşa ediyorlardı martılar.
Galata’ tadan Üsküdar’a uçacak,
Bir hazerifan çelebi daha yoktu artık..
Halicin kokuları da geride kalmıştı…
Bir ringin içinde bir adam anılarını topluyordu
Hızla geçtiği caddelerden…
Taş duvarlara seyahatin
Yirmi altıncı yılında bir adam,
İnsanın seyrine kırmızı ışık yakan,
Birilerini tuşluyordu beyaz ekrana..
Gözlerinde mavi bir renk yoğun bakım altına alınıyordu…
Tedirginliğin coğrafyası çiziliydi damarlarında,
Anlatması gerekenler vardı doğum sancılarında,
Kabilin sahte gülüşlerini dökmek ne denli zordu kağıtlara,
Ah keşke çabucak anlaşılır kelimeler bulsaydı…
Bazen daldı gitti mavi gökyüzünde yıldızlara,
Bazen taktı kafayı, timsahlara, dinozorlara,
Sevinçlerine en iyi park yeriydi martılar, kuşlar,
Uzun lafın kısası, şöyle dedi adam…yeşil ağaçta
Gül dalında, kuşlar gökte, maviler denizde güzeldir..
Dikiş tutmadı dudaklarında şiirler,
gezinir durur kafasında beyaz yelkenliler
Uzaklara takmış kafayı,
Kim söyler, kim anlatır, kim dinler,,,
Adam bakmışsın çeker gider..
Hadi bana eyvallah…bir varmış bir yokmuş,,,
DİKKAT LEVHASI YOK..önünde ardında, sağında, solunda,
Her an DÜŞEBİLİRSİN BİR ÇUKURA,,,rüzgar bazen ters eser..
Eskiden estiği gibi,
SENDE KAPILMA ANAFORUNA GÜZ AKŞAMLARININ….
Kayıt Tarihi : 26.11.2006 18:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)