Dikenli Teller Ardında Şiiri - Bekir Dalkıç

Dikenli teller ardında şimdi bize gölgeli ağaçlar,
Yaşlı ağaçlar, genç ağaçlar.
Çam kokusu, serpme kahvaltı, mangal sefaları,
Tüten etin o keklemsi tadı.
Dikenli teller ardında.
Yaz tatilleri iple çekilen hani,
Hani atlayıp mavi bir kamyonet kasasına tıngır mıngır üç aile.
Radyoda şen şakrak bir türkü "Antalyanın mor üzümü, severler boyu uzunu..."
Ve güle oynaya gidilen sahilleri şehrimin.
Kamyon lastikleri, karpuz kabukları, mısır koçanları, küçük yeşil tüpler de pişen pişiler ve dalga dalga yayılan neşeli çığlıkları çocukların.
Dikenli teller ardında.
Dikenli teller ardında anneannemin şu meşhur ıspanaklı böreği, geçende sordum kırkbeş lira olmuş bir kilo ıspanak.
Gül bahçeleri, mor menekşeler, al menekşeler, kasımpatılar, begonviller.
Mahalle maçları gazozuna, dikenli teller ardında ve mis kokulu mandalina ağaçları.

Dikenli teller ardında ermeye yakın kızaran yüzleri narların.
Bahar rüzgarlarında hışırdayan yaprakları asırlik çınarların.
Dikenli teller ardında.
Dikenli teller ardında dost yüzlerde al al açan gülücükler.
Cuma akşamları, cumartesi geceleri, pazar kahvaltıları,
İnce bellilerden içtiğimiz o sıcacık tavşan kanı.
Açık kapılarından, pencerelerinden evlerin, sokağa taşan keyifli bir grup sigara dumanı ve şuh kahkahaları balık eti kadınların.
Dikenli teller ardında.

Dikenli tellerin ardında kaldı dün, güzel olan şeyleriyle dünün.
Bu gün bize simsiyah bir karabasan ve uykudan uyanamama hali.
Sonra ekmek arası burgu makarna ile bodur bir at misali.
Bir de soluk yüzlerden sarkan kat kat kırışıklıklar.
Kafalarda, kalplerde alabildiğine uzanan bir boşluk.
Türlü türlü zaferler elde eden şu bilindik zorbalar ve bulaşıcı bir sarhoşluk.
Bir de simsiyah saçlarda bembeyaz aklar.
Dikenli tellerin ardına saklanan bir zamanlar insanca yaşamaklar.