Düşünün dünya gül bahçesi,
Güller arasında bizler bitmişiz.
Düşünün dünya diken penceresi,
Dikenler arasına gölgeler dikmişiz
Güller ve dikenler...
Neresinden tutacağımızı bilmezsek,
Ömrümüzce kan damlar, ruhumuzun g/òzünden,
Ay ve güneş tektir, yalnızdır Tanrı misali...
Yıldızlar kalabalıktır, dünyadaki bizler gibi,
Ama onlarda kayar ve kaybolup, giderler.
Her aşk ne kadar dikeni olsa da gülün,
Bülbülün güle aşkından vazgeçmediği,
Ve uğrunda serenatlar yaptığı gibi,
Dikeni ile beraber aşka tutunsaydı.
İşte o zaman, aşkta sonsuzluk olurdu.
Dünya ekseninde aşk denilince,
Aslında aynı duygu frekansında,
Var olmak ve aşkın hecesinde,
Onsuzluk değil, sonsuzluk olmaktır.
Bizler aşkı görmezden geldikçe,
Ve aşkı basitleştirdikçe, diken oluruz.
Gülü sevmeyene diken kan olur.
Oysa gül uğruna dikeni de sevmek,
En güzel ve derin aşktır, sevdadır.
Tanrı diken olsaydı, sevmeyecek miydik?
Neden o zaman, bizler sevmekten yoksunuz?
Neden bizi delice seveni anlamıyoruz?
Sevmek kadar, güzel bir kavram var mıdır?
Bülbülün, dikenli güle sevdası gibi,
Tutkulu olduğu zaman aşk,
Gerçek ve sonsuz olacaktır.
Unutmamak gerek, dikenler ve güller,
Her daim beraber var olacaktır...
Kayıt Tarihi : 23.8.2019 13:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (2)