beni su olduğuma inandırıyorlardı hikmet
beni daha başka bir şey olamayacağıma
beni iyi ki size inanmamaya
çok söylüyorlardı hikmet, tekrar ne fena
beni bir su birikintisiyle karıştırıyorlardı
kemençe bir gök gerinmesi ama bunu
akdeniz duymaz, suyumu dinleyeceksen
göğü bırak, meydanlarıma çık ve bağır
altmış sekizden tavşan yapılmaz diye
biz yeşilin seksek oynadığını görmedik
dalından önce, elleri arkadan bağlı
hemen değildi ağaçlar senden sonraydı
alnım ısrarla geniş bir gardı, bana sorsan
en fazla bir ön balkon olabilirdim
o da boynumun sağlığında
ben seni her şeye yorardım da
çıktığım en yüksek çatı şehre çizgileri öğütle
mahalle aralarında öyle susuyor çocuklar
bu işin bir de kışı var kazak yakılacak vakitleri
kurtarılmamış ortaçağ kenti olacak gözlerinin altı
orada haberi yok köy korucularının ara renklerden
“biriyim, cesurum, var mısın ellerime
bir başka sabaha kadar içelim.”
Edip Cansever
saçımdaki örgüyü açmakla başlayacağım söze
bir martı en fazla kanadından kırılır
bilsen bu kadar bakmazdın saate
sesimin üstüne tarçın sevmezdim
dökmek dil alışkanlığındı
Bilirim iyi bir şarap çıkmayacak
Bu sevdanın bağından
Gözüm senin boşluğunda kaldı
Benimki dar, havasız
Yüreği kar toplamayana
Fırtına sorulur mu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!