A1./En görkemli şiirini yazmıştı kader / aşk sende tüm duyguları eledi, astı kendini gözünün merceğine
ölmüştün;
bir vedanın h/içli şiirini yazıyordum ardından- ağlamaklı
tahta oymalı bir kapı aralanıyordu uzaklarda/yeni bir başlangıç için
bir kuş yara izleriyle doğuyordu gökyüzünde
uzak bir diyarda, sahile vuruyordu şiirin bedeli, şairin bedeni
saçların kara gözlerin hüzündü o anda (ebruli değil)
öyle ki anlatılması zor fıkralar gibiydi yüzün
leblebi tozuyla şarkı söylemek gibi zor
birden öldün; öylece, aniden...
belki cevap yazıyordun gecenin ç/ağrısına
saçların karaydı artık, gözlerin hüzün
jokersiz başladığın bir hayatta yıllarca okeye dönmüştün
anlamsız ve boştun hallice
bunca şiiri ölüme yazsam, ölüm değer kazanabilirdi
nasıl tutabilirdi ellerim öfkemi gizlemekten-
yeni ördüğüm gür bir duvarın ardında
bir oyundu gidişin, senin bildiğin
benim sevdiğim
elma dersem, barışacaktı ten ile ateş
elma dersem bütün kabzımallar turfanda ve taze şarkılar söyleyecekti
elma dersem, cadı olacaktı bütün kraliçeler
senin saçların karaydı, gözlerin hüzün
görmüşlüğüm vardı bir yerden
kendimi bildim bileli tek başına yaşardı kurşun askerler
ve zaman, anlamına bürünüp
güçlü kollarıyla sarardı geceyi
bir çocuk, bildiği tüm duaları okurdu ardından/ yalan yanlış
b2…
şairler, ortalama bir hayatı, ortalamanın üstünde hüzünlerle yaşayıp, süslü kelimelerle anlatıp / ortalamanın çok üstünde // aşklara dönüştürürler; yazıyordu sakızın kağıdında…
ölmüştün...
ne saçların kara, ne de gözlerin hüzündü artık
ama açık bekliyordu telefon hatları, telgraflar heybetli, direkler buselik
-ya sen ihtimaline karşı
mektuplar kapalı zarflarda, kapalı
adreslere gidiyordu çok zamandır
gülmüştün az da olsa/ hatırlaması zor
görmüşlüğüm vardı seni bir yerden
ten yapımı duvarlarımdan elma, sesleri yükseliyordu
gelecektin, bekliyordum, öylece, aniden...
ve ben kurşun asker olacaktım senin masallarında
4 dinden bilmediğim dualar okunacaktı ardından
bir yerlerden savaş boruları ulaşıyordu kente
''goncayla gül arasındaydı tüm çiçekler''
bir kara kedi beliriyordu kapımın önünde, tırnakları ve ağıtları uzundu
sesler-sözler karışıyordu tenime,
biri ölüp, diğerleri gömüyordu
diğerlerinden biri ölünce, yenileri gömüyordu
''ölüm neyin bedeli ''bilinmiyordu...
bir melodi olmuyordu cenaze marşının notaları
kurşun askerler savaşmıyorlardı artık, susmuştu savaş boruları
kel rapunzelin saç rengini konuşuyordu ahali;
yani ölmüştün..
öylece, aniden..
ve ben şimdi oturmuş bir şiir yazıyordum ardından
kelimeler anlamından arınıp
pusu kuruyordu inandığım tüm sevda türkülerinde
ne kolaydı eskiden, kalabalık bir ilkokul fotoğrafında aranmak
anlaşılması zor, hiç yaşanmamış zamanlar gibi
ne kolaydı sarılmak, canımmmm diye
***
gülmüştün, az da olsa
oysa
bir çocuğa hediyeler sunardı gülüşün
çoktandır bayramlar unutsa da
herkes ne güzel
iyi niyetler sunuyordu bayram mesajlarında
sevmek nasılda anlamından soyunuyordu
öylece, aniden...
hiç tanımadığım bir adam
son nefesine teneffüs ediyordu bir hayat kadınının
ki bilmiyordu o
''bir orospu ancak kendi nefesiyle sarılırdı hayata''
neticede öldün...
ardından hiç sonu olmayan bir şiir yazıyordum kurşun askerler ve hayat kadınları hakkında
bir telefon çaldı, haber ulaştı,
çoktandır açıktı zaten telefon hatları
endişeli bir kadın açıyordu telefonu,
utanıyordu ince ve acılı dudakları ''alo'' demeye
bir ölen vardı, yatsıdan sonra, sabah çıkmadan
ki tüm ölüm ve doğumlar sabah olmadan gelirdi (gün doğmadan)
öylece, aniden...
neticede saçların kara, gözlerin hüzündü senin(turkuaz değil)
lanet olsun ki yüzünde bir cadının sihirleri saklıydı adeta
anı, zamansız gelen bir misafirdi geceme
boş vaktim vardı, kiraz sapından kuş resmi yaptım kağıtlara
çakıl taşlarından seni seviyorum yazdım kumsala
hansel ve gretel’e acılı, ağdalı Sezen şarkıları söyledim detone
el kızartmaca oynadım yedi cücelerle, don lastiğimi uzattım karşı duvara
umutlarımı astım üstüne, sözyaşlarımı astım, daldığım gözyaşında üç kulaçta kendimi aştım
bugün doğanlar için kız ismi araştırdım takvim arkasından
arkasından
31+69 un 100 e tekabül etmesinin anlamsızlığını düşündüm
bilmem kaçıncı çocuğu öldürdüm ellerimle
gözyaşım vardı, döktüm, bir türküye ilham oldu terim
yahu tanıdıktın işte, görmüşlüğüm vardı seni bir yerden
tanıdık geliyordum yani hatıratıma
ölmüştün; ve ben
bir vedanın gizli şehrinde geziniyordum çırılçıplak
anadan h/üryan rol çalışıyorum işte hayattan
bir beden kapatıyordu tüm kapılarını kadim dünyaya
bense kelimelerle soyunuyordum satır aralarında
ölümün zıttı ne? , kimse bilmiyordu
çocuklar gülerek gelecekti bir gün dünyaya
çaresiz/ elimden geldiğince ağladım
yasak türküler söyledim öldün diye/anladım
aç, körpe ve arzuluydum
bakir nakaratlara doymuyordu militan duygularım
saçların kara, gözlerin hüzündü, aşk ustasıydım artık, ayrılığın acemisi
çocuklar aklı başında şarkılar söylüyordu sokak aralarında
her şey mevsim normallerindeydi, her şey ihtimaller dahilinde
aritmetik dersine göre ''bir insanın iç açılarının toplamı 365 gündü''
bir ömür ölmek uğruna yaşama direniyorduk
ölmüştün.. ve şimdi ölmek bile gelmiyordu içimden
kimse elma demiyordu artık/ yeşildi zerdaliler
pembeye çalıyordu benim gözümde aşkın rengi
aşkımı çalıyordu teni pembeye çalan biri
kıpkırmızıydı elleri yedi cücelerin, hansel Türkçe bilmiyordu
oysa onun elleri yedi cüceler gibiydi, gülünce her dilden konuşurdu biraz gözleri
kurşun askerler aşka inanmıyordu artık / ben bile daha gül kurusu bir tanyeri çiziyordum tuale
(c3) okşadı, üzdü, onardı ellerin, gözlerinse en büyük yap-bozun kayıp parçası / o dokunuş ki çevirir beni hardan kora / asr-ı saadet şerbeti değer her korktuğunda…
ölmen gerekiyordu artık
öylece, aniden
yoksa içimdeki kin dinmeyebilirdi
ölmen için ateist tüm duaları okuyabilirdim
ölmen için hem kendimi, hem oğlumu kesebilirdim umutla
ölmen için, iç cebimdeki son şiirime sarılmış diş fırçamla bir çukura düşebilirdim
ölmen için üç otuza verirdim bedenimi bir başkasına
ölmen için ölebilirdim
canımı vermem gerekse bu uğurda
canımı (bal gibi) sana verebilirdim...
Kayıt Tarihi : 28.1.2013 23:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
poet/8-9 Ocak 1998(ufak eklemelerle 2010+2013)
![Şakir Yakan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/01/28/di-li-gecmisse-zaman.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!