Deyin ona şafak sökmüş bir güneşin doğma ...

Gece, karanlık pare pare gönlüme pusu kurmuş…
Tonlarca hayalinin ağırlığı göz kapaklarıma oturmuş.
Uyuyamamak değil derdim…
Sensizliğe uyanmaya alışamadım sadece.

Seninle sensizlikte,
Şu dünyada sessiz bir yolcuyum…
Bir çare yorgunum,
Bir çare yoruldum!
Ne hâlimi soran var,
Ne de başımı dizine yaslayacağım yârim var…

Şu dünyada çaresizliğe yol alıyorum…
Giden benliğimi mi arıyorum?
Yaşandı sayılan yıllarımı mı arıyorum?
Yoksa geriye alamadığım şimdiki zamanda mı kayboluyorum, bilmiyorum…
Unutmak istediğim zamanın içinde,
Yoksa ben bir garip yolcum muyum, anlayamıyorum…

Gecenin karanlığında, aşkın çıkmaz sokaklarında kayboluyorum.

Deyin ona
Şu dünyadan bir âşık geçti…
Deyin ona
Ben çok yoruldum!
Deyin ona
Ben kayboldum…
Deyin ona
Uykusuz gecelerde, zemheri gecelerin yalnızlığında çok üşüyormuş…

Deyin ona
Gecenin karanlıklarına mum olup yanıyormuş…
Deyin ona
Çok sevdi, bir âşıktı, şu dünyadan geldi geçti…
Deyin ona
Söyleyin…
Bir gece vakti başımı dizlerinde ölene kadar uyutsun diyor…
Deyin ona
Odasının içini kaplamış, yağan yağmurun ardından toprağın kokusu var…

Deyin ona
Yanıyordu yüreği!
Deyin ona
Tükendi o yüreği…
Deyin ona
Yüzü gülse de yüreği kan ağlıyor…
Deyin ona
Paramparça olan yüreğini hasret dağlamış…
Deyin ona
Şafak sökmüş, gün doğmuş…
Boynu bükük dağların zirvesindeki kardelen misali!
Bir kere yüzünü görmek için, dönüşü olmayan yolda bir güneşin doğmasını bekliyor…
Deyin ona
Şu dünyadan sessiz bir âşık gelip geçti, deyin ona…

Söyleyin…
Bir kuş var yanan yüreğinde, hapis olmuş, kanadı kırık…
Uzak diyarlardan vazgeçmiş, deyin ona…
Gözleri takılır Arş-ı Alâ’ya,
Kanatlarını çırptıkça katar katar dertler geçer üzerinden, deyin ona…

Deyin ona
İçinde kaybolmak istediği o gözlerin hayaline dalıp gidiyor…
Bir gülüşüne, bir söz edişine…
Saçının bir teline, kalem kaşına, ela gözüne hasret…
Deyin ona
Başım dizlerinde, gözlerim gözlerinin içinde…
Ölene kadar uyutsun diyor…
Deyin ona
Bu gözlerle, gözlerimin son gördüğü gözler onun gözleri olsun diyor…

Deyin ona, deyin ona!
Haber salın benden o yâre!
Gözleri takılı Arş-ı Alâ’ya…
Kanatlarını çırptıkça, katar katar dertler geçer üzerinden…
Deyin ona, deyin ona…
Gözlerinde yaşlar dolu…