devşirme
kendi kendimi devşirdiğim topraklar
bir yarasanın çığlığıyla vuruluyorum
önce gölgem düşüyor yere
renkler koyuya çalınıyor
bir parmak acı damağımızda
kıvılcımlar kuru yaprakları
iştahla yiyor
iken
sesim bana geri dönüyor
sesim beni kendime
çarptığı dağ çoğalmakta
bütünü kendisinin içine gizlenmiş
ısrarı dağılmamakta
kendi kendime devşirildiğim topraklar
çatladı ve çizgileri
ülkeleri ayıran sınırlar gibi
insanı insandan ayıran da budur
bağlayan yollar, sokaklar
isimlerini tam bilmediğimiz,
hep anımsadığımız
insanların verildiği
benim adımsa unutmamam için
en azından bir çıkmaz sokağa verilsin
beklentim, tesellim
tohumlarımdır henüz hayattayken
yuttuğum
su yürürse bedenime, yeşerirlerse benden
kendi kendimce devşirilesi topraklar
nerdeyse ölmüş yaşlı bir adam
zaman diyor sanki buralarda
daha hızlı geçiyor
kollarını açmış iki yana
hayatını ortalıyor
yüzünün asıklığını gizlesin diye
kafasında bir şapka
sustuk artık sözlerimiz ölgün
zaman diyor sanki burlarda
her şey var artık mümkün
ağaçlardan geçilmiyor o zamanın
gerçekleri dar ağaçlarda..
kendi kendimde devşirilen topraklar
saatin yönünü şaşırdığı
güneşin renklerini bahara saçtığı
zannımca bahar
dilsiz bir papağan hükmünde
sonsuz kere manayı
manasız bakan gözlere sokar
okumayı bilenlere
önünü değil
öteyi görenlere ki asıl mesele
budur
sonsuz kare manayı
yazan
dilediğine buldurur
kendi kendimden devşirdiğim topraklar-
da çiçek açmaz
ve aslında HİÇBİR ŞEY
kendi kendine olmaz
Abdullah Korkmaz AkiKayıt Tarihi : 22.8.2009 01:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!