__Çalınacak yaşamlar değil bunlar
An olsun ölümü düşlemedi yaşayanlar__
Umut ülkesinin mülteci kuşu
Kim alacak senden gökyüzünü
-bu kentte insanı boğan ayrılık değil başka bir şey var-
gitmelerden söz ediyordun ya
gitmelerdesin deliliğin ustası
hiç kimseyi bekleme
çünkü acıları biriktiriyor insanlar
Gecenin masalı unutuluşun sabahında,
Ormancının çocukları çıkan yaylım ateşte paramparça!
Korkunç sahnelerin tanıklığından mı dersin
Sözler sızıyor beynimden dilimin ucuna
Dilimden yüreğime...
Yalan söyledikçe güzelleşiyor pinokyo
Lal olmuş dillin şair
Nedir bu halin?
Şair de anlatamazsa her daim kanayan yarayı
Mirası ne kalır ki;
Bahar ve aşk sarhoşu dizelerinden başka,
Zaman mı tutukluyor ezberindeki kelimeleri?
Benim barut kokan yurtsuzluğum
Kaçınılmaz oldun tüm sınırların ihlal kavşağında
Kinle vuruyorsun
Nabzını durdurmak için yaşamın
Sana sonsuzu getirir arkasına bakmadan giden!
Ölümü kuşanıyorsun zindan gecesinde
Zeytini doyasıya yememiş bir çocuklukla yetiştim.
İşlenmemiş duyguların çırağıydım henüz,
Umut koymuşlardı adımı geceye umut
Dikenler içinde yazdığım şiirler oldu kimi gözyaşını kimi de firari kahkahaları anlattı.
Daha sonra çılgın zamanlar;
Coşan ırmaklarda buldum kendimi
Renkler kör, sesler düğüm bu sabah
Her şeyi terk etmenin gönül rahatlılığıyla gidiyorum
Ve zaten göç dediğin bir düşün ardından gitmek değil miydi?
Bir efkarım bir de otobüs bileti var yanımda
Yürüyorum...
Toprak kokuyor şimdi üstümdeki ceket
Günahsız çocukların gözyaşı büyümeye kalkışırsa bunca günah içinde ilahi bir doğum mu olur ağlamaların firari? İlan ediyorum küflü sabahların işbirlikçi kederi nezaretinde gözyaşımız kayıp; oysa OHAL’de yok! ! Kuşatma sonrası cehennem çığlıklı ince bir ses küresel yara mıdır kanayamıyorum!
Bir tek kutup yıldızı güne vurunca anımsanır dağlı sevda...vakitlerden kıyamet sevdalıyım sevdalı…dert yandığıma bakma bakışın bir çağrıdır gelirim, gelirim ama yolum yok! -gözyaşı yerine bir imge bulunamadığı için ‘bilinmeyen bir dil’de susar- sevda içinde tecrit ağlamaya kalkışma biliyorum gözyaşı kayıp!
Bu bir soygundur ellerinizi kırın yüreğinize asın! Hiçbir şey yok mu, boşluğa bile borçlu muydunuz? Demek kör olası sömürgeciler yüreğinize el attılar çaldılar öyle mi?
Birgün ölüler dirilecek çıplak ihtilaller doğuracak dediniz..Sanki bu anı yaşamıştım ömrüm kısalacak olsun. bir kent ne kadar masum olabilirse sen de o kadar…o kadar işte yeryüzü insanı medeniyet artığı, asit yağmuru…
Ey karanlığıma tehdit
Bu gece intihar diye geçtin aklımdan
Ölüme bir türlü ikna olamadım!
Sarhoş edeceğini bile bile yanı başına bıraktığım dizeler...
Neye cüret ettiğimi bilmiyorum
Tekleşemeyince nasıl kalabalık yaşanır?
I.
İntihar kokuyor ellerin
Birazdan vurulacak gibi yüreğin...
Doldukça gözlerin içime taşıyor kederin
İçimden akıyor feryadın,
Kimden kaçtın bu gece?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!