Puslu bir havada
Yükseklerden izliyorum seni
Buzlu bir dondurmanın
Güneşte eriyiği gibi
Tarumar..
Kara geceden hatırasın,
Zehir gibi ayaz, birçok avaz..
Kaldı aklımda o gece
İnsana hasret kuşları
Gözleri parlayan bir kedi misali
Seyrediyorum..
Rüzgarlar süpürüyor, yollara düşen evleri,
Şehri kuşatıyor, toz duman örtüler
Bir kara gün gibi, yas evi, matem yeri
Memleket.
Aşifte salınan, yaprakları kıkırdayan
O çok sevdiğim ağaçlar
Şimdilerde kurumuş bir nevi.
Karışmış,
Göllerin dibi
Nehirlerin doğum yeri,
Erleri, gelinleri, beşikteki bebeleri.. .
Demirden kepçelerin
tiz sesleri, toz seslerine
Karışmış..
Alem sıcağından, toprak kucağına
Yücelmeyi bekliyor
Anne ninnisiyle büyümüş
Süt kokulu evlatları.
İnsanları, canları, cananları.
Sermişiz toprağa,
Zemheride..
Karda, çamurda..
Fırtınaya karışmış çığlıkları, ağlamış, bağırmışız..
Sermişiz toprağa, inciden kolye gibi..
Zehir çığlıkları solurken.
Öümü ıskalayanların yüreği
Nasıl Dayanır?
Katmer katmer acıya..
Kim gitti kurtuldu?
Kim kaldı kurtuldu..?
Şehadet kime yar oldu..
Kime ağyar oldu..
Saadet, tek öğün olmuş bu kentte..
Acından öldürmüyor tatmazsan,
Doymayacak kadar yeter..
Utanmayacak kadar beter..
Kimbilir hangi eller, ellere hasretle bakar olmuş..
Hakkını arıyor dahli geçen herkesten analar, babalar, eşler, evlatlar
Nice nice serkeşler..
Bu şehrin ciğeri pare pare
Dövülen insanları..
Çekiç örse vurmuyor,kimse duymuyor.
Yükünü tutan tutana..
Kayıt Tarihi : 4.3.2024 16:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
06 Şubat sonrası..
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!