Bir başlayabilsem cümleye en doğru yerinden,
Tutup bütün kelimeleri öznesinden yüklemine
Mutluluğu anlatabilsem.
Cümlelere dökebilsem umudun en coşkulu sözcüklerini
Devrik olmasa da olur içimize attıklarımızın ifadesi.
Çıkmaz sokaklar gibi çıkmazlara bir kapı açsam.
Ardı gökyüzünden mavi,
Ardı tutarsız bir gökkuşağı,
Bir yosun kokulu derya,
Sonrası tatlı bir rüya…
Kâbuslarından uyandırıp tüm sevdiklerimi
Sunabilsem sümbül kokulu düşleri
Akşamsefası bir sokağın, huzuruna dokunsam cümlelerimde
Kalemim bu kadar vefasız olmasaydı eğer,
Bir çocuk olurdum uçurtması arşa değen.
Kâğıtlara işlerdim sözcükleri nakış gibi.
Kilim gibi dokurdum ilmek ilmek söylemek istediklerimi.
Söyleyemediklerim kalsındı zaten başka bir mevsimin cemresine.
Yasalar çıkartılıp acılar üstüne,
Yasaklanılmasına dair.
Yazılara dökülme mecburiyeti verilseydi tüm gülüşlere.
Uyup bütün dilbilgisi kurallarına
-devrik olmasına gerek yok dedim ya-
Gülüşler sunardım cümlelerimde.
Veyahut izin verirdim tüm noktalama işaretlerinin başıboş davranmasına,
Bazı cümlelerin bitmesine gerek yoksa.
Bazı şeyler devam etmeli oysa:
Misal aşk, buram buram;
Misal gülüşler, öyle en yakışanından insana;
Misal gençlik, kirli sakalından tut da haylazlığına kadar,
Emsali olmayan kıyısından ömrün, devam etmeli.
Kalemim çanak tutmalı "Gençlik nereye gidiyor?" zırvalarına.
Kışkırtmalı hayata dair ne varsa yaşamak için.
Ve üç nokta gelmeli cümlelerimin sonuna
Hiç tükenmeyesiye takatli,
Hiç bitmeyesiye hayat dolu,
Yepyeni baharları müjdelemeli her satırım.
Kayıt Tarihi : 19.6.2020 17:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!