Devran
Bu devran-ı şahanede, bir çift sürmeli göze
Bir kervan-ı bahanede, iki kademli söze
Saadet-i karhanede biraz erdemli düz e
Hasret kaldı gönlümüz, hasret gider ömrümüz
Ol viran-ı biçarede, bir tek muteber toza
Yol içkisiz meyhanede, özden dost olan öze
Avazların arasında yürek nefes bir saza
Hasret çeker gönlümüz, hasret geçer ömrümüz
Her sabah-ı divanede, bir a-kil sıcak köze
Dil cahil kış ömürde, dost-u güneş bir yaza
Çırılçıplak alemde, biraz kefenlik beze
Hasret kaldı gönlümüz hasret geçer ömrümüz
Hasret dediğim ne ki, bir ömür sürer ta ki
Ömür dediğim ne ki, tanışlarımca vaki
Anamızdan mı doğduk, bilinir mi ki sanki
fe nev zat'ın aslı yok, sözümüz kalır belki
Sözümüzün sazı yok, özümüz kalır dünkü
Bilenlere bu devranı sormuşlar, bilmeyeni cevabından bilmişler.
Susanları bilenlerden sanmışlar, bilenlerse bilmediğin söylemiş.
Gezen görmüş, duran körmüş, susan bilmiş, soran cahil
Cahil bilmiş, bilen sormuş, bu devran hep böyle dönmüş
Çorbalarda taneleriz çok tane,
Devranlara bahaneyiz, bahane!
Yarenliğe can vermişiz beyhude,
Varız işte gayrisinde daha ne!
Çok sormalı, cehaletin bilesin.
Çok bilmeli, cehaletin eğlensin.
Var da olsan, yok da olsan yoldasın
Az da bilsen, çok da bilsen buradasın
Bu mekteb-i cehalette, bir parça keramete
Bu suret-i hakikatte, riyasız bir haslete
Kör cahiller elinde bir beşeri cennete
Hasret gider ömrümüz. hayret eder gönlümüz.
21 04 2001
Feridun Nevzat UnanKayıt Tarihi : 5.2.2007 10:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.