31
İnsanın insana bu derece yakınlığının
Kavuşma sanrısında
Baş döndürücü gök
İnince yeryüzüne
Gönlümüzde hiçbir şüpheye yer kalmasaydı
Vuslatına susamış
Taş bile coşa getirirdi zamanı
Övmez hayran kalmışların dili
Kelimelere bürünüp kimseyi
Mührüdür seher çağında
Sır bilenlerin kelamı insanlık
Pay alma kavgasında kapanınca yol yüzüne
Taş duvarlar tutunca haramiler gibi dizilerek
Sorduk
Bu yolu nasıl açalım
Durdukça yol biter mi
Saydıkça yerimizde yoldan geçilir mi
Aşıkların bildirmesi o ki
Dertsiz aşk hamlıktan gelir
Ayağını bas yola
Binlerce tehlike baş gösterecek olsa da
Korkma
Ulusu görmek
Alemin uyanık rüyasıdır
Kendine ayılacak
Gidilecek yer görülecektir
Yol kılavuzu gelmez
Açılmaz güç bir belaya çatmadığında
Öylece kala kalma
Rehber kıl kendini
Gecelerin geçiş izi silindi de
Işığı mı kalmadı işaretlerin
Hiçbir geceden nişan vermeden geçilemez
Ne uyku kalır ne rahat
Ciğer siperine fırlatılan oklardan
Yanıp ağlamaktan
Aşka bir damla suyum kalmadı zannedenler
Akılları nerede ise
Bilgiyi o yerde kovalarlar
Düzenler düzenekler boyu fikirlerde bulunup
Akıl toplamak için
Tutuşturdukları aydınlatma
Sonsuzluk yolunu ışıtmaz
Sen kendinden yan
Derdinin acısı merhamete gelsin
Ki derdin var mı bilemem
32
Ağzı kilitli söylemin
Söküldüğünde manası
Kuru sözlere kalır
Gerisinden getirdiği
Ansıdığı ne varsa
Aklından geçenler umurundan düşerken
Gönlünde mazereti olanın
Aşka düşer noksan yanı
Gürültüdür kopar
Bir çığrıştır başlar
Kötü bahttan kaçırmak derdiyle
Canhıraş
Gönlündekine sus
Bir rüya sevinciyle aklın başından gitti
Tut
33
Feleklerin perdesi yanıyor sanmayasın
Yola ağmaktadır
Üzüntüden
Bilgeliğin belgeliklerinden kan
Tamamıyla arınmışken gönülde
Cahilliktir çaresizlikten gelen
Kurtulmuştu kendi haline kalan
Kendinden
Kayıt Tarihi : 11.4.2024 01:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!