Yakamozların oynaştığı şu engin,derin ve mavi deniz kimbilir kaç kişinin hayran bakışlarına düçar olmuştur.
Kuşlar bu uçsuz bucaksız dağ manzaralı tablonun üzerinde süzülürken bir o yana bir bu yana
Salınmaları sanki onların bir rüzgar anaforuna kapıldığı hissini verir insana.
Ta uzaklardan kıvrılarak gelen ve bir köşesinden vadinin denizle kucaklaşan köpük köpük sular,sanki o enginliğe müjde verir gibidirler.Savrularak yukarılardan gelen tahta kayıkları çocukların,özgürlüklerini kazanmışlığın hazzı ile ufuklara,uzaklara yelken açmaktadırlar.
Anne gibi şefkatli baba gibi sakin, gelen çocukları bağrına basar ve öyle şakalaşır öyle kucaklaşır onlarla ve sevinci o maviliğin dalgalarında belirir,nerdeyse afacanların kahkalarına karışarak.
Ama hep mutluluk çehresi gözükmez o ummanın bir de azgın çatık kaş sahneyi oynarken görün onu..O ne hiddet, ne surat, ne yaygara..İnsana bir ürperti salar böyle haliyle
Nasıl bir boğa matador üstüne saldırırsa, öyle saldırırsa dalgalar kıyılara.Üzerinden gemileri atmak istiyor gibidir.
O an çocuklar susmuş bir gülüş duyulmaz olmuştur.Öyle korkmuş öyle sinmişlerdir ki; her biri annelerine sığınmışlardır.
Ne kadar hırçın,ne kadar hoyrat gözükürse gözüksün ondan ayrılış hüzün verir insana.
Oğlunu, sevgilisini ya da kardeşini gurbete götüren kara tren nasıl süpürür ise tüm sevinçleri
Bu güzellikten ayrılış ta aynen öyle bir haleti ruhiyeye sokar insanı..
Kayıt Tarihi : 19.6.2007 09:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!