Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Metin Bey..Şiirinizi okuyunca aklıma bu fıkra geldi....
Bir zenginin oğlu, babasının mezarı başına oturmuş, bir fakire kibirlenip duruyormuş,'Babamın türbesi eşsiz İran çinileriyle kaplı, tabanı mermer döşeli, sandukası sedef işlemeli, kitabesi filanca hattatın eseridir.'
Fakir genç, zengin arkadaşını tebessümle dinliyormuş.
Zenginin oğlu devam etmiş,
'Bir de senin babanın mezarına bakalım! Gelişigüzel sıralanmış üç beş kerpiç, mezara yığılan birkaç kürek toprak!
Fakir gülümseyerek cevap vermiş,
'Senin baban bu süslü sandukanın ve bu ağır mermerlerin altından kalkıncaya kadar, benimki Cennete çoktan varmış olur......
Mezarda bile zengin,fakir ayrılıyor..Düşündüren bir anlatım olmuş... Kutluyorum... Saygılarımla... Lamia CANAY.....
Hiç olmazsa toprağa girince
Adaletin var...
Ey küçük dağları yaratan
Dev gibi mezar...
İçindeki küçük insan...
Hiç olmazsa senden sonra öleceğim..
Mlümdür tüm eşitlikleri sağlayan. Çok anlamlı idi.
Anlamlı... evet orası her kişiye eşit. Mezar zarf, toprak saracak bedeni.. Kutluyorum. Saygılar
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta