Devamına...Dizi-beklentileri (I.)

Çok soğuk ve kuru şimdi, aşağısı...Cennet'e ulaşabilseydim,bir anlık, keşke, hatta hemen şimdi:
Gidip belki dönmem bir an alabilirdi -herkesin dağ tanımladıkları o diyarlara...
Burası çok kuru: Eliot'un yakınmasındaki, sıcak altı yalvarış tesellisi, tuz, belki biraz:

'Su olsa, keşke bari biraz su olsa! ..birazcık...'

Evet, çok kuru. Ama bu çukurda nem bile yok, eser yok rutubetten.
Yanısıra, 'ter' var. O, çok...' Susamışlık' da var.
:Her bir saniye 'gelen ve giden' şiddetteki, her daim kulaktaki ezgisel mağra ağızları;
İyi korucunun; ağaç birliği içindeki, bir söz birliğine ant içmiş
o orman'ın derinliklerine gidip, kendine özel 'bir tek ağaç'ı -
her kim için ise bu, onun için ya da 'ben için; veya farzımahal, 'biz' için
- o kendine has yöntemiyle bulup çıkartışına benziyor.

Çekmecelerdeki dosyalar kabarık;
kendinden çıkamayan düş devşirme seansları, birer baloncuklar gibi,
lavabodan kenara, mutfağa doğru yayılan.
Mutfağa ulaştığında tencereye giriyor; sonra metal kaşıkla kazınacak -düşünme esnalarında,
Sallama Hanım'ın Yalısı'nda bir ayna görüntüsünde...

Petit Trianon'un Zaman Çekmeceleri mi bu?
Ve araştıran deli, çabalayan -
'Arştiran Heyeti-'sıradışı asri denen başkalarınca, asli üyesi''
- 'beyaz sakallı doğu cücesi':
O da meraklı bir hayvan nesli olmalı -mercek patikli.

Dinozor yumurtası yememiş şu tek sıradışı-öncü, primat memeli belki de gökuşağıo göktaşını çağırdı.
Çünkü Dinozorları göktaşı imha etmiş: (serseri çevrede serseri dolaş(k) an -pek de alışılmadık gelmeyen bir asal simetriyle
- dolanan o küçük memeliler, 'gece uyurlarken yavru yumurtalarını yiyerek Dinozor annelerinin' değil:
Çünkü gece olunca, uyuyunca sürüngen nesli, donup kalırmış ya kavanozlar şeklinde küpler haline.. sabaha kadar...)
(Artık o buz küpleri, sokak satıcısı bile, caddelerde satıyor.)

KARGALAR - KORKULUKLAR
'Bir korkuluk vardı bakla tarlasında,
korkudan aç kalırdı kargalar.
Zaman geçti, alıştılar;
korkuluk korkmaya başladı kargalardan:
Delik deşik oldu yüzü gagalardan,
delik deşik rüyaları kara kara kanatlardan.

(Kavgaları beni kaygılandırmıyor;
ben kargaları da severim, korkulukları da.)
NİSAN 1975 - ARALIK 2001

Karga Buucu, Kötü kraliçe Maab'i görmeye giden ''canhıraş-meraklı Alice' Dorothy'nin',
neden korkuluk'la da dost olduğu açığa kavuşuyor -boylamasına giderek, süzülürken en'ine:
Ozz. Ozz Dünyası. Oss.
Minik Kuş matadorlara karşı, Dev Boğa, Toss...

- -
'Bir korkuluk vardı bakla tarlasında, ' ile başlayan; Üstün Dökmen şiiri (alıntı) 'Bir yumurtanın tarihçesi veya bir yumurta pişirme tarifi' kitabından.

'Su olsa, keşke bari biraz su olsa! ..birazcık...' (T.S. Eliot'un sözünden bir esnetme. esnetme olduğundan
'tek tırnak' kullanmayı, bir anlamda, uygun gördüm.

değişik tarz bir şey çıktı.
sevgiler dostlar