Unutulmus gecmisin goruntusu geldi dus’ume
Eski sararmis yapraklar ve de nemli kuru agaclar,
Her agacta renkli bir tablo,
Ucuz bir Picasso kopya.
Dun’un sarhoslugu tam govdemin ortasinda
Anlamadigim bir lisanda ogutluyor Dede torununa.
Ben ise ne aradigimi bilmeden, donuk gozlerle bakiyorum kara topraga.
Bir Cuma aksami Romanya’ninin tam ortasinda Deva parkinda.
Son’u yaklasan bu son 1000 senenin, Aralik ayi’nin son gunlerinde.
Yorgun vucudum ve de duzensiz atan kalbimin varliginda,
Goruyorum yuzumun kirisikliklarini, taze bir Romen kizi’nin tirnak uclarinda.
O’nun pembe ten’i ise yansimis donmus havuz suyunun cam buzunda
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta