Unutulmus gecmisin goruntusu geldi dus’ume
Eski sararmis yapraklar ve de nemli kuru agaclar,
Her agacta renkli bir tablo,
Ucuz bir Picasso kopya.
Dun’un sarhoslugu tam govdemin ortasinda
Anlamadigim bir lisanda ogutluyor Dede torununa.
Ben ise ne aradigimi bilmeden, donuk gozlerle bakiyorum kara topraga.
Bir Cuma aksami Romanya’ninin tam ortasinda Deva parkinda.
Son’u yaklasan bu son 1000 senenin, Aralik ayi’nin son gunlerinde.
Yorgun vucudum ve de duzensiz atan kalbimin varliginda,
Goruyorum yuzumun kirisikliklarini, taze bir Romen kizi’nin tirnak uclarinda.
O’nun pembe ten’i ise yansimis donmus havuz suyunun cam buzunda
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta