Başlangıçta gök yoktu, yer de bilinmezdi.
Sonsuz bir sessizlik dolanırdı kara boşlukta.
Bir nefes yükseldi derin sulardan,
Ülgen’in nefesi ışık doğdu evrene.
Göğün dokuz katı kuruldu o günde,
Altın atlar uçar oldu Tanrı Dağı çevresinde.
Yıldızlar, onun sözünü dinleyip dizildi,
Zaman ilk defa dönmeye başladı.
Toprak çatladı, karanlık kıpırdadı,
Yerin özünden yükseldi başka bir kudret.
Erlik Han doğruldu demir tahtında,
Bakışı dumandı, nefesi ateş.
“Ben de vardım ilk suda, ilk rüzgârda,” dedi.
“Payım karanlıkta saklı, gölgem de Tanrı’nın emaneti.”
O an sustu gök, titredi yerin kalbi,
Demir dağlar eğildi, sular geri çekildi.
İnsanoğlu yaratıldı topraktan, dumandan,
Bir nefes Ülgen’den, bir nefes Erlik’ten geldi.
O yüzden ağladı insan doğarken,
Çünkü içinde hem ışık hem gölge vardı.
Göğün beyaz kuşu, Umay Ana, indi yeryüzüne,
Ağlayan bebeklerin saçına nur serpti.
“Ülgen’in ışığı seninle olsun,” dedi,
Gözyaşlarını umutla silip geçti.
Yedi gün yedi gece dolaştı toprakta,
Erlik’in soluğunu arındırmak için.
Ama bilir her bilge ana,
Nur tam olmaz karanlık olmadan.
O sırada göğün savaşçısı Kızagan çıktı ön safa,
Kızıl zırhı parladı şimşek gibi.
Ellerinde yıldırım, gözünde öfke,
Karşısında Erlik’in ordusu: kara yılanlar, ateşten gölgeler.
“Göğün kanunu budur,” dedi gür sesle,
“Denge bozulursa varlık da çöker.”
Ateşle karanlık çarpıştı sonsuzlukta,
Küller savruldu, yeni hayat doğdu onlardan.
Gecenin ortasında bir ses yükseldi,
Karakurt doğdu sessizce karanlıktan.
Ne ışığı vardı ne tam gölgesi,
Erlik’in habercisi derlerdi ona.
Yolunu kaybedenlere fısıldadı rüzgârla:
“Yol bitmez, sadece şekil değiştirir.”
Ülgen’in kuşu da bilir bu sırrı,
Her yükseliş bir inişle tamamlanır.
Gökte Ülgen oturur ışık tahtında,
Yerin altında Erlik bekler karanlıkta.
İkisinin de gözünde insanın yansıması vardır;
Biri yaratır, diğeri sınar,
Biri bağışlar, diğeri öğretir.
Türk’ün duası bu yüzden iki yöne döner,
Bir yüzü göğe, biri yere.
Ne tam beyazdır, ne kara,
Hakikat her zaman ortasında yaşar.
Rüzgâr eserse Tanrı Dağı’ndan,
Bil ki hâlâ anlatılır o savaş.
Ülgen’in ışığıyla Erlik’in gölgesi,
Birlikte yürür insanın kalbinde.
Kutsal ateş yanar gece boyunca,
Göğe yükselen duman taşır duaları.
Her çağda yeniden doğar o nefes:
“Işık karanlıksız, karanlık ışıksız olmaz.”
Kayıt Tarihi : 7.10.2025 01:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!