Sen isteseydin ya, olmazı olur ederdim
Gül goncalarını yoluna sererdim
Dolunayı seyrine getirip her gece
Fersah fersah huzur yağardım gönlüne
İsteseydin ya bazen nevbahar olurdum
Çiçeklerinde uçuşan kelebek olurdum
Ayağına, gezineceğimiz ormanları getirirdim
Sıkılma diye düz ovaya tepeler serpiştirirdim
Ah bu zaman ne değiştirdi ki sende
Ben çakılıyım hala bıraktığın yerde
Gücüm yetmeseydi de öylece kalsaydın
Ne olurdu İçin için yanıp da kül olsaydın
Perişan olsan da güvenseydin ya bana
Ben bir emanetim , deseydin ya ona
O zaman acını çekmek de kolaydı
Eğer ferman gökten inmiş olaydı
Hiç mi gözlerin yanmadı bakarken ele
Dilin nasıl söyledi seviyorum diye
Bilmezmisin toprağımız aynı yerden karılmış
Bu sırrı bin yıl rüzgâr taşımış
Sen zamane şehir kızı
Ruhuma azapsın gönlüme de sızı
İstediğim acınası hissin değil
Tabutun altında taş olmak murad değil
Bana layık gördüğün mahşeri de istemem
Bu dünyada da bişeyini istemem
Bırak beni pervane gibi yanayım
İsteme benden, senin gibi olmayayım
Bir hatıran kaldı rüyalarda
Zannederim onu da ben yarattım hülyalarla
Çekme vicdan acısı, "nasılsa kırdığın kadar kırıldın"
Sen sevgiyi de, aşkı da alışveriş sandın
Ahh bendeki gönül o bakışınla oldu esir
Başkasına yer vermez evvelden asil.
Kayıt Tarihi : 29.12.2018 13:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!