Döndü kabuktaki yaram irine
Oynadıkça indi Bıçak derine
Artık Sevmiyorum demek yerine
Üstüne bastığım taş bu deseydin
Bir yanım fak dolu bir yanım tuzak
Dikine meyilli ömür bir kızak
Yalana en yakın gerçekten uzak
Yarı hayal yarı düş bu deseydin
Cüz-i bedenimde canım deride
Külli irademden kaldı geride
Doğmayan güneşim son zemheride
Gelmeyen baharım kış bu deseydin
Ayrılık kesresi ölümden ince
Ölümü gecinden dilerim gence
Her akşam sarhoştur demeden önce
Ağyarın gözünde keş bu deseydin
Bir beni severde bir beni üzer
Zehrini çiçekten eliyle süzer
Karıncayla uyur yılanla gezer
Böceğe börtüye eş bu deseydin
Ağlamam desem de gözlerim pınar
Bana yar elinden badeler sunar
Yağlı kabuklarım ateşsiz yanar
Kurunun içinde yaş bu deseydin
Nasibi hiçlenmiş gün seherinde
Bir fayda bulunmaz yaz baharında
Atıp da gitmeyen her seferinde
Yerini bulmayan taş bu deseydin
Açıp kollarımı önümü gersen
Değişmem teline dünyayı versen
Her şeyden daha çok yermek istersen
Dördün bir küçüğü beş bu deseydin
Hadi güzel dostum kazın kabiri
Kırkbeşten aşarken yolun cebiri
Çekinmeden kullan caiz tabiri
Vehimde çürüyen leş bu deseydin
Girmeden mezara yadıma gelen
Görünce aklımı yerinden silen
Olmadık sabahlar uykumu bölen
Sızısı dinmeyen diş bu deseydin
Yoklara sayıp ta garip canımı
Hiç gönül koymadan hüsnü zannımı
Celplere sığmazdı aşkın tanımı
Doluya sığmayan boş bu deseydin
Kahıroğlan gülde dikeni yoktur
Ne akanı nede kokanı yoktur
Başında bir büyük bakanı yoktur
Yuvasından düşmüş kuş bu deseydin.
Kayıt Tarihi : 24.9.2024 11:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!