Belki bir temmuz akşamıydı
Veya bir ağustos karanlığı
Doğan bir günün gecesiydi en nihayetinde
Yıldızlar parlıyordu
Ay kırılgandı ve rüzgar nazlı
Bu mektubu sana çok uzaklardan yazıyorum anneciğim
Ayrılalı çok oldu vatandan...
Ve umutlarımız bir gül fidanın altında ekili hala
Bahçemizde ben diye kokladığın gülleri anımsıyor
Ettiğin duaları duyuyor gibiyim
Ellerini her yavrum diye kaldırdığında
Ak kanatlı güvercinlerin suluyor toprağını vatanımın
Oğlum oğlum,güzel oğlum,göz bebeğim
Büyüsün,doktor olsun,helal olsun emeğim
Ninnilerin çınlıyor kulaklarımda
Arkadaşım taha doktor olmuş
Annesine tarla almış toprak almış
Ev almış ne yapalım güzel anam
Senin yavrun gurbet ellerde
Gurbet olmuş yol almış....
Ağlayışın geliyor gözlerimin önüne
Topraktan filizlenen
Gül tomurcuklarını sayıyorsun şimdi
Toprağın kırmızlıyla sevdası
Toprağın arşı delen narası
Hepsinde bir söz gizli
Anneceğim öyle bir söz ki;
Ektiğin bir tomurcuğun
yetmiş gülü taşıyacak rüyası...
Oğlum güzel oğlum, sevda tomurcuğum,can oğlum
Büyü oğlum, evlen oğlum, yanımda kal oğlum
Arkadaşım mesut dönmüş vatanına
Tanıştığı dünya güzeli bir kızla evlenmiş
Düğünde herkes ağlamaklı olmuş sevinçten
Senin gül kokan mendilini eline alıp koklarken
Adımı anıp gökyüzüne baktığını görmüşler
Adımı her andığında
Seni binlerce kez gömmüşler anneciğim
Ağlama annem ağlama ben de bir sevda ektim
Ömür tarlasına benim de bir sevdiğim var
Bir an gördüm
Yemyeşil esvabının içinde ak kanatlı bir huriydi sanki
Gözlerinde bir davet vardı her nazardan farklı
Uzaktık anneciğim
En yakın davete icabet gerektiği zaman
Bir gül tüm tesellisi oluveriyormuş insanın
Kokunu alıyorum
Kokun kokuma deyiyor
Ve semayı bir bulut kaplıyor
Ebedi sevdalara bir damla su sunmak için
Ağlıyor gökyüzü
Haberini aldığıma göre benimle ilgili hayallerin
Bir diğer arkadaşıma nasip olmuş
Adil adı gibi hükmetmeye yemin etmiş hakim olmuş
Adalet tecelli buyurduğu zaman
Bir tüy bir dünyayı yakıyormuş anneciğim
En sevdiğin kırmızı gül fidanların
Yetişiyormuş
Yemyeşil bahçemizde
Ben sana tarlalar alamadım anneciğim
Toprak almaya yetmedi gücüm
Ben doktor olamadım
Doktor olmaya kalmadı seçim
Ben sana bir kız getiremedim anneciğim
Damat olmaya kalmadı vaktim
Ben hakim olamadım
Hükmetmeye kalmadı sözüm
Şimdi bir gül fidanında yemyeşil bir deryayım
Tarla alamadım sana anneciğim
Ben sunulan tahtlardan ayırdım sana
Doktor da olamak nasip olmadı
Sana ebedi şifa sunulan bir yerden
Şerbet sunuyorm artık
Bir kız getirip gelinin diyemedim belki ama
Sana yüzlerce melek eşlik etsin diye
Bir meleğin kalbine koydum
Yanan yüreklerimizi
Ben hakim olamdım belki ama
En hassas terazi önünde bekliyorum seni
Anneciğim
Şimdi gül fidanını kıskandırırcasına
Gökyüzünü ağlatırcasına
Gözlerini kapatıp
Yüreğini aç bana
Aç ki görsün sevdamı kara toprak
Aç ki görsün sevdamı al bayrak
Aç ki görsün gönül gözün can gözünü
Aç ta görsün dünya gözün can özünü...
Oğlunuz Şehit Er İbrahim emir ve görüşlerinize hazırım anneciğim.
Mustafa Akif EkşiKayıt Tarihi : 3.4.2007 21:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Selamlar.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
TÜM YORUMLAR (3)