Yüküm ağırdır benim dostum.
Yitirmem umutlarımı daha dur, yarınlara olan planlarım var benim;
Kim yıkar bu deli kızı kim durdurur?
Elbette bir gün gözlerimdeki hüzünler gidecek, gülüşlerim saklı kalmayacak içimde.
Hiçbir mutluluğum olmazken ben yinede, bu kahrolası hayata inat güleceğim merak etme;
Karanlıkta yanan mumlarımı söndürseler de, içimdeki ışıkları söndüremezler benim;
Çare bir çare der durur insan,
Çaresiz kalırsa biter insan.
Sığınacak bir kucak ararda bulamazsan!
Gecenin karanlığında kimselere duyurmadan,
Yanaklarından akar,gider gözyaşlarım;
kimseciklere göstermeden gizlice, içten içe.
Ne zaman görsem seni düşler sokağında,
İnerim o deli çağlayan ırmakların yanına.
Göle uzanır o an seni yaşar seni düşlerim.
Bir de etrafımda kimsecikler yoksa seni görürüm sanki...
Bir tek derdimi rabbim anlar ona sığınır onun kucağında,
seni ona anlatır ondan sadece seni dilerim.
Yorgunluğumuzda dinlenebileceğimiz göz yaşlarımızı paylaşacağımız,
Sahte olsa çaresiz kalırda araya insan Bende öyle idim bir zamanlar;
giden sevgilerin arkasında ağladım, yas tuttum,bağırdım, ve bir gün yorulduğumu hissettim.
giden yolculardan bir ışık bile yoktu!
Şimdi soruyorum kendime! Kim kimler hak etti beni sevgimi! Kimler üzmedi ki beni?
Sevmek, sevilmek tarifi olmayan bir duygu,ve soruyorum herkes artık!
Rüzgarın oradan oraya savurduğu
Kopmuş kurumuş bir yaprağım ben
bu kadar uzak mı kalmışım hiç mi seslenememişim;
kalbimden sana hiç mi fırsat vermemişler?
Görememişim yüreğimi çekmiş kulların tüm acı perdeleri;
Her yer yine sessiz fark yok gecelerde,
Ve seni ararken gözlerim pencere köşelerinde!
Ilık rüzgâr, pencereden içeri süzülüyor,
Seninle, benimle dans ediyor yine,
Dinle kulak ver uzaklardan, rüzgârın sesine;
Bizim için söylediği şarkılara!
Bilinmezliğin,çaresizliğin bataklığındayım bu gece,
Şu suskun yüreği ah..bir dökebilsem dizelere;
Dört bir yanımı saran sahteleşmiş kişilere,
Bugün senmişsin gibi davrandım.
Ne güzelmiş meğerse seninle yaşamım,
Kıymetini daha o gün anladım,
Vakit yine geldi,saatler her zaman ki gibi,
Ne güneş şaşırdı vaktini, nede gece.
Hesaplaşma vakti geldi, çattı yine,
Tıpkı dün bu saatler de olduğu gibi.
Neden gündüz başım dik yürüyorum,
Neden geceleyin boynumu büküp duruyorum.
Feryatların çınlamasıyla uyandım yatağımdan, sessiz adımlarla kapıya doğru yönelirken;
Kapının arkasındaki sırları öğrenmekten feryatları duymaktan kaçar gibiydi;
Olan biteni anlamak için bir köşede oturdum.
Dört duvar köşesini saran sevdiğim, sevmediğim herkes ordaydı!
Yerde yatan cansız bir beden üzerinde ise beyaz bir örtü;
Annemi dilindeki feryat! Yüreğime saplanan hançerdi sanki!
Gecenin bir yarısı tek, tek sönmüş ışıklar,
Hayallerimizin küçük beklentilerimizin büyük olan,
Bu koca anlamsız şehirde dört bir yanı saran suskunluk.
Gözler gülmek yerine dillerse susmayı tercih etmişti;
Sonra mı? Sonrası şöyle dönüp baktığımızda etrafımıza derler ya;
Gelip geçicide olsa bir umut için bin ışık ara,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!