Geriye dönüşü olmayan nehir
Zaman mı vakit mi müddet mi denir
Kenarda köşede etmeden tehir
Çarparak geçerse hiddet mi denir
Akıyla karayı toplayıp korur
Şu meşhur bir zat ki titreyip durur
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Derya - yı şiirdi yürek sesiniz.
Kutluyorum Hocam
Saygımla.
Çok güzel bir şiir okudum. İlhamı te'sir etti. Sizi ve güçlü kaleminizi kutluyorum. Saygı ve sevgilerimle.
farkında olarak ya da olmayarak yapılan bir hata zor telafi edilir. Sık eleyip daha sık dokuyarak yerine getirmek gerekir tüm işleri. Anlamlı şiirinizi ve yüreğinizi kutluyorum.
Nihayetsiz hiçbir şey yoktur (Kainatın sahibinden başka) Pınarından doğan su akar aktığı her yere bolluk bereket götürür, yeşertir ağacı, dalı, yaprağı, otu, çimeni, çiçeği... Onun görevi budur böyle olmalıdır... Duru olmalıdır ama bu duruluk sele dönerse yıkar tarümar eder ne çiçek ne çimen ne dal, yaprak koyar, geçtiği yerleri çöl eder, geride göz yaşları kalır, zulüm kalır yıkılmışlık, bitmişlik kalır...
Geriye dönüp hatayı telafi etme gibi bir hali de yoktur ya bir deryada yada bir çatlakta yok olur gider...
Özellikle toplumların kaderini tayin eden liderler hata yapmamak adına yedi ölçüp bir biçmeleri gerekir ki tarumar etmesinler, yakıp yıkmasınlar, hep geçtikleri yerleri yaşanacak kılsınlar...
''Ömür dediğin nedir ki gülüm
Dün geçip gitmiş, bu gün bitti, yarınsa koca bir meçhul'' Demiş ya şair, bence de çok doğru demiş yarın koca bir meçhul...
Kutluyorum Bedri bey... Saygılarımla.
Çok derin manalı çok etkileyiciydi şiiriniz Bedri Bey. Çok severek okudum...
Gönlünüze emeğinize sağlık...
Selam ve Saygımla...
Efendim,çok manidar bir şiir okudum.Tebrik ederim..
Anlamının derinliğinden hiç şüphe yok ama bazı sözcükler kolay anlaşılmasını zorluyor şiirin...
Kaleminize sağlık sayın Adaklı...
şapka çıkartılası güzellikte bir şiir okudum usta kalemden yürek sesin daim kalemin kavi olsun nicelerine ustam
Çözülemez oldu bin türlü neden
Yalana inanan çoksa bilmeden
Gerçeği haykırsa yüksek perdeden
Avaz avaz söylem hiddet mi nedir..Yusuf Değirmenci
hocam bu güzel ve anlamlı sorgulayan şiiri bir dörtlük eklemeden geçemedim canı gönülden kutluyorum
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta