Aynalara bakmadan
görebilir misin gözlerini?
Durgun sularda gözler buğulu,
bulutlu günlerde yağmurlu,
ayrıldığı vatanından,
Fi Zaman
Sivas’ın zemheri soğuğunda
Kapı koluna elim yapıştığında
Sen varsın diye
İçeri girdiğimde
Dereden geçen enlem,
Başak burcunu sırtından vurmuş
Dere kan ağlar.
Kızıl kan değil
Mordan yeşile topladığı küflü ekmek rengi.
Açlık sınırında değil, aç
Gecenin güneşi içime doğduğunda
Dostluk kuşunun sesini duyduğumda
Şarabın alı içimi kavurduğunda
Varsın sensizliğim mutluluğum olsun
İşte sen
Senin aşkın.
Giyinmiş vicdanımı soyunduran
Akşamlarda
Doyasıya sarmak
Şen şakrak gülüşünde
Elemin hazzını duymak
İşte seni
Buluta sorsam ayrılık,
Toprağa sorsam kavuşmaydı yağmur.
Ama kime sorsam;
Sabah akşam penceredeki kızın
Göz pınarlarına dolan
Yağdı yağacak aşk yağmuruydu.
Evet, seni tanıyorum.
İlkokulda ben sekizde, sen üçteydin.
Sen çağırırdın elim sendeye.
Başkaları vardı oyunumuzda.
Sen benim yanıma gelirdin usulca.
Vurmazdın elin sırtıma.
Bir dileğim var
Senin için doğmayan güneşten
Senin için dönmeyen dünyadan
Senin için yaratmayan tanrıdan
Bir dileğim var
ÇİÇEK TOZU
ARI VIZILTISI
Kedinin gözleri parladı
Fare kaçamadı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!