Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
1966 sonbaharında, yaprak dökümüne doğduğumu bilmeden açtım dünyaya gözlerimi! İstanbul Beşiktaş’ta üç kişilik bir çekirdek aileye dördüncü birey olarak... Ömrün ikinci çeyreğinde tanıştığım hecelerle dertleşip, yürek kalemimin izinden gitmeye başladığımda umudumu biriktirmeye başladım gönül heybem de. Dönüp baktığımda on bir yıl olmuş! Tükenen ömre inat, tükenmeyen yürek kalemimle yarenlik ederken, bitmemiş bir şiirin ortasında. ‘’Bedeli ağır dediler şiire sevdanın’’
-Dedim; diyetini ömrüm ...