Ellerim titrerdi gelen mektuptaki yüreğe
Her satırda arşa yükselten sevgili
Oysa dünya yaşanılır olmalı
Eğerki sen içinde olacaksan
Ülkemde güneşler doğmalı
Ah ülkem
Gitmelerin oldu her dem
Bir de sorgusuz tutuklanmaların
Senin gitmelerinle şehir karanlık
Şehir susuz sessiz
Sokaklar ben gibi kimsesiz
Göçü yol alır gönül kervanımın,
Akşam çökünce diyarı gurbete.
Hüznünü toplarım seyrangahımın,
Akşam çökünce divane gönlüme.
Geçer aradan birkaç bin yıl
Akar ırmaklar, açar çiçekler
Yağar karlar, düşer yapraklar
Ver ard arda koşar mevsimler
Geçer zaman
Göçer olduk
Göçtük yurdumuzdan
Her karışı için can verdiğimiz
Serimizi astırıp
Derimizi yüzdürüp
Ağıdı dinmeyen ırmaklara attılıp
Yeşil dereler kıvrılırda akar gider,
Pullu balıkları var, oynaşırda gider.
Yarimin incedir beli, bükülürde gider.
Al yanaklarında güller, dökülür gider.
Erzincan’ın yolları uzarda uzar,
Yağmur yağarken Üsküdarımın üzerine
Kız Kulesi eteklerini bırakıyor denize
Martı çığlıkları karışıyor çiselti sesine
Yüreğim süzülüyor Marmaranın derinliğine
Yağmur yağıyor Üsküdarımın üzerine
Ey yar
Ben yıkık kentlerin sürülmüş acılarında
Yitik yaşamların kırıntıları avuçlarımda
Bir yanım yangın yeri mahşer
Bir yanım dağ sümbülleri bahar
İşte bundadır ki
Demdir bu derya dibinde yangınlar” demiş büyük usta. Kim bilebilirdiki yüreğinde kopan fırtınaları.
Kimsenin bendeki yangınları bilemediği,Göremediği,duyamadığı gibi…
İnan bilmiyorum kaç zamandır yüreğim böyle sürgün gurbet ellerde.Bilmiyorum kaç zamandır kanar yüreğim.Dinmez acılar, azar yaralar, durmaz yaşlar.İşte böyle; izlerim yeryüzünü, gökyüzünü.Yaralarım kanar ve ben yıldızlarla sararım yaralarımı kimse bilemez.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!