Dervişden Dervişe Nasihat

Ali Acıbadem
63

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Dervişden Dervişe Nasihat

Sevgili mübarek kardeşim mümin ve eşi mümine,
Geçen haftaki radyo sohbetini dinleyince, adeta şok oldum desem yalan olmaz.
Konuk ettiğin sevgili gül hoca efendinin sorusu müthişti.
—Acaba şu anda Kutlu Doğum(Hoş geldin Kâinatın Efendisi(s.a.v) ayının yüzü hürmetine, on sekiz bin âlemin efendisi ve efendimiz makamı Ahmet i Mahmut (sav) gülü Ahmet, şu anda buraya teşrif etseler, psikolojik davranışımız nasıl olurdu?
—Böyle bir soruyu tövbeler olsun hiç aklıma getirmemiştim. Nasıl olurda aklıma getireyim ki, biz zannediyoruz ki ölenler hep ölüdürler biliyoruz. Fakat bir önceki programınızda, şanı yüce rabbimin sevdiği kullarının asla ölü olmadığını, aşkı muhabbet dilinizden bal şerbeti içirmiştiniz dinleyicilere. Hatta sabah sanayiye geldiğimde komşumuz İsmail ağabey de bal şerbetinden nasibini aldığını söyleyince, eskisi gibi geçmiş insanlara sövmeden uzaklaşmış. Sanırsınız ki kırk yıllık namazlı abdestli ve elinden zikir tespihini düşürmez sanırsınız. Allah zül celal hazretleri hepinizden razı olsun inşallah. Öyle aşkı muhabbet bal şerbetinden kıskanmadan dinleyicilere ikram ediyorsunuz ya, helal olsun.
Neyse bal şerbetli kardeşim mümin, resulü Ekrem efendimiz şehrimize teşrif etseler halimiz nice olur demiştiniz.
Kusura bakmayın ama kardeşim mümin, bu son asırda ahir zamanda resulü Ekrem in varislerini tanımayan veya tanıyıp da aklıselime güvenmeyip edepsiz guruplar olduğu müddetçe, ne hayırlı yağmurlar olur, ne de hayırlı alışverişler yapılır. Canı gönülden bir yağmur duası için tüm insanlar bir araya gelmediği müddetçe asla ve asla kâinatın gül resulü teşrif etmeyecektir. Peygamber efendimizin hadisi şerifini hatırlatmayı uygun gördüm.
“Âlimler benim varislerimdir. Benim varislerimi tanımayan bizden değildir.”şu halde öncelikle Peygamber efendimizin şemailine uyan varisleri bulmak şartını, hadisi şerif işaret etmektedir. Bu da silsileyi saadet denen Salih ve ayın on dördü gibi her an kendini belli eden halkaya isimlerini yazdıran 33 kişi dir. Bu Salih ve tek lider şahsiyetlerin başında Ebu Bekir (R.A) ,gülü ahmedin sağ kolu gelmektedir. Fakat bu mektubu okuduğunuz an da aklınıza gelecek olan soru şu olmasın;
“Neden Ebu Bekir sıddık, ilk halkanın başını çekmektedir? ”diye aklınıza gelebilir.
İslam tarihi kitaplarında okuduğumuz gibi Ebu Bekir sıddık (R.A) hak peygambere kayıtsız şartsız ve de “O dediyse doğrudur”diyerek aşkı muhabbetle ilk iman eden Ashabı kiramın başını çekmektedir. Ayrıca hicret anında önderimiz, rehberimiz Peygamberimiz Ahmedi mahmudun yanında kendi isteğiyle yol arkadaşlığını seçmiştir. Hatta mağarada resulünü her tehlikeden koruyan bir dost ve de kaç asır önce resulünü bekleyen yılanı bile kıskanmıştı da, ayağını zehirli yılana sokması için hiç tereddüt etmeden feda edecek kadar cesur yürekliydi. Resullahın kayın pederi olacak kadar gülü muhammediye kalbine sahipdi. Ayrıca öyle bir aşka bağlıydı ki, ashabı kiram peygambere şikâyet ettiler. Çok mu merak ettiniz, öyleyse şöyle zihinlerimizi yoklayalım hele. Hangimiz kuranı kerime gönülden bağlı olarak aşkı muhabbetle sarmaş dolaş olduk, Allah rızası için söyleyin. Resulü Ekrem efendimiz asla inanmadı. Nasıl olurdu da ebubekir sıddıkın evinde ciğer kokusu gelirdi. Kimseden tık ses yoktu. Çünkü odaya girildiği anda şok olmamak elde değildi. Odada ne yatak vardı, nede yatacak minder vardı. Hasır sedirin üzerinde Ebu Bekir sıdık(r.a) kuranı kerim okumaktaydı. Öylesine aşkı

Muhabbetle okuyordu ki, odaya girenlerden haberi bile yoktu. Psikolojik ruhaniyete büründüğünden, kalbinin yandığından haberi bile yoktu.

—2-
Sevgili kardeşim mümin, böylesine aşkı muhabbetle allahımıza ne kadar çok yaklaşırsak, o da bizi iki cihanda aziz eylediğinin kanıtı olsa gerek. Diğer isimlerini vereceğim silsileyi saadetin muhteşem insanlarının hayatları da tahmin ettiğiniz gibi çileli ama ve de iki cihanda kıyamete kadar hayır ve dualarla hatırlanacak önder şahsiyetler olduğunu bin defa sorsalar da aynısını söylemekten kaçınmayacağım kesindir. Şimdi gelelim konumuzun ahir zaman gülüne, on sekiz bin âlemin Mevlana sı, kâinatın mis amber kokusuna sahip, makamı Ahmet- i Mahmut Muhammet Mustafa(sav) nın ve kuranı kerimin canlı talebelerini yetiştiren ender ve önder şahsiyetlerini açıklama sırası gelmiştir artık.
1-Ebu Bekri’si-Sıddık(r.a) /2-Selman-ı Farisi (r.a) /3-Kasım bin Muhammed (k.s)
4-Cafer-i Sadık(k.s) /5-Beyazid-i Bestami (k.s) /6-Ebu’l-Hasan Harkani (k.s)
7-Ebu Ali Farimidi (k.s) /8-Yusuf Hemedani (k.s) /9-Abdu’l-Halık Gucdüvani (k.s)
10-Hace Arif Rivgiri (k.s) /11-Mahmut İncir Fag’nevi (k.s) /12-Hace Arif Ramitini(k.s)
13-Muhammed Baba Semasi(k.s) /14-Seyyid Emir Kilal(k.s) /15-Muhammed Bahaüddin Nakşibend(k.s) /16-Hace Aladdin-i atar(k.s) /17-Yakup Çerhi(k.s) /18-Hace Ubeydullah Ahrar(k.s)
19-Hace Muhammed Zahid(k.s) /20-Derviş Mehmed (k.s) /21-Muhammed Hacegi Emkengi(k.s)
22-Hace Muhammed Bakibillah(k.s) /23-İmam-ı Rabbani Ahmed-i Faruk-i Serhendi(k.s)
24-Hace Muhammed Masum(k.s) /25-Şeyh Seyfüddin Arif(k.s) /26-Muhammed Nurü’l-Bedvani(k.s)
27-Şemsüddin Habibullah İbn-i Mirza Can(k.s) /28-Abdullah-ı Dehlevi(k.s) /29-Hafız Ebu Said Sahib(k.s) /30-Habibullah Can-ı Canan (k.s) /31-Muhammed Mahzar İş’an Can-ı Canan(k.s)
32-Selahüddin İbn-i Mevlana Siracüddin (k.s) /33-Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi(k.s) .

Sevgili kardeşim Mümin ve mümine, yukarıdaki sıraladığım canlı kur’an-ı kerim yetiştiren ve ümmed-i Muhammediyi kalplere nakış gibi dokuyan üstatları kısaca tanıttığım için her halde inşallah kul hakkını istismar etmiş olmam. Kur’an-i Kerim’de hicret sırasında Rasülallah’la beraber olmasından dolayı,”…mağarada bulunan iki kişiden biri…”(et-Tevbe,9/40) şeklinde ondan bahsedilmektedir. Asıl adı Abdülkabe olup, İslam’dan sonra Rasülullah(s.a.v) ’in ona Abdullah adını verdiği kaydedilir. Azaptan azat edilmiş manasına”atik, dürüst, sadık, emin ve iffetli”olduğundan dolayı da “Sıddık”lakabıyla anılmıştır.”Deve yavrusunun babası”manasına gelen Ebü Bekir adıyla meşhur olmuştur. 1-Ebu Bekir Sıddık (r.a): Hazreti peygambere ilk iman eden erkek müslümandı. Çok zengin olduğu halde, asla
Ve asla kibir ve gururlu değildi. Bir gün resullah ashabı kiramı etrafına toplayıp cihad ilan olunduğunu ve de kim elinde avucunda ne mal varsa getirmelerini söyledi. Ebu Bekir(r.a):
—Anam Babam sana feda olsun Allahın resulü, malımın hepsini İslam ordusunun emrine bağışlıyorum.
—Ya Ebu Bekir, peki evine ve çocuklarına ne bıraktın?
—Allah ve peygamberini bırakıyorum.”dedi. Kâinatın gülü ellerini havaya kaldırıp dua buyurdular;

—3-
—Allahım sen Ebu Bekir den razı ol.”diyerek dua etti. İşte sevgili kardeşim mümin, hangimiz malımızın tamamını bağışlayıp da geriye Allah azze ve celleye havale edebiliyoruz mu?
Allahu taala Ebu Bekir Sıdıkları aramızdan erken almasın inşallah.
Sevgili kardeşim Mümin ve mümine, bu mektubumun yazmamın sebebine gelince. Geçen haftaki sohbetinizden sonra merak ederek kitapları karıştırırken bir kitap seti dikkatimi çekti. Kitabı şöyle bir karıştırdığımda olağan üstü bilgilerin olduğunu gördüm. Hem de yukarıda bahsetmiş olduğum Salihler zincirinin halkasına nail olan ve de yirmi üçüncü sırada bulunan İmamı Rabbani dir. İncelediğim kitap seti ise, Mektubatı Rabbani. Kitabın özelliği ise İmamın hem talebelerinden gelen soru mektuplara cevap vermesi, hem de büyük devlet erkânının akıllara ziyan veren tehlikeli sorulara hem kur-an’dan ayetlerle tasdikli cevaplar vermesi yanında da mensup olduğu varisi resülullahın hadislere de yer vererek, akli ve nakli beyinlerde yer kalmayacak surette muhteşem cevaplar vermesinden yola çıkarak, bende sizlere bu zatın muhteşem mektuplarından etkilendiğim için mektup yoluyla eksik ve fazlanızı aktarmayı gerek duyduğum. İnşallah fazla haddimi aşmamışımdır. Şu ahir zamanda, Allah(azze ve celal) ve sevgili gülü Muhammedi yeye sıkı bağlı kalmak için, sevgili radyo din kardeşlerimin eksik olan hafızalarını yoklamanızı arzu ettim. Bu mektubumun yazmamın sebebini merak etmiş olmanız gerektiğine kanaat getirerek, İmam Rabbani Hz.nin yazmış olduğu “Mektubat-ı Rabbani”yi okuyunca, aklıma böyle bir mektup yazmak ışığı yandı. Tamam, be dervişim dedim, benim gibi aşk-ı Muhabbetle yanan can aşklarına, bir gül hediyesi olsun diyerek gül-ü Muhammed’in vaz geçemediği kurallar olan “Sünneti Seniye”dediğimiz Fermanını hatırlatmak istedim.

Sevgili gül hocamın affına sığınarak, kâinatın gülü efendimizin varislerinin detayına inmesini, hadisi şerifin”Alimler benim varislerimdir. Onları tanımayan bizden değildir.”işaretini çok önemle dikkate almasını canı gönülden inceleyip, sevgili dinleyici kardeşlerime can suyu şerbetle içirmesini ve de kalplere nakış örgüsü gibi işlemesini arzuladığım için, dikkatinizi bu konuya çektiğim için şimdiden Kutlu doğum ayının önce radyonuza, aşkı muhabbetle dinleyen kardeşler topluluğunun çoğalması ve bal hocamın bu yakalamış olduğu aşkı Muhammed muhabbetinin son nefesine kadar rabbimin izinden ayrılmamasını canı gönülden dileyerek mektubuma son veriyorum.
Allahu Celal vel Kemal hazretlerinin aşkı muhabbetinin, cennet’te cemaliyle buluşturmasını tüm İslam âleminin Kutlu doğum ayının hayırlara vesile olması dileğiyle.
Ayrıca bu mektubu yazmamın sebebi ise, İmamı Rabbani hazretlerinin yazmış olduğu “Mektubatı Rabbani”den etkilenip, bu satırları kaleme aldığım için inşallah kızmamışsındır. Ayrıca seni rahatsız edip, kul hakkım kaldıysa affetmeni canı kalp den arzu ederek, ömrün boyunca rabbimin emirlerinden çıkmadan. Rabbimin sevgili habibi, makamı ahmedi Mahmut Muhammed(sav) in sünneti seniyesine sıkıca sarılmanı, rabbimin gönderdiği hidayet kitabımız olan “Kur’an-ı Kerim”okutulan kurslarımızın her an ve de daima hazır kıta hizmete baş koymanı arzu ediyorum. İnşallah her adımın daimi zaferler müjdesiyle zinde kalasın kardeşim.
—4-
Mektubuma son verirken ömrün boyunca kıldığın namazları, tuttuğun oruçları, baş koyup gönül deryasıyla gittiğin zekât, harman ve diğer hizmetleri dua yoluyla, ilk sırasıyla on sekiz bin âlemin önderi-önderimiz efendimiz, Muhammed Mustafa(sav) nın ruhlar makamına hediye, ikinci iltican ise, sevgili peygamberimizin sağ kolu olan Ashab-ı kerimin ruhlar makamına hediye, üçüncü iltica sırası ise Rabbimin dünyaya gönderdiği peygamberler halkasının tümünün ruhlar makamına, dördüncü iltica ise, kendi ecdadımızın yani bizden önce dünyada yaşayıp, ahirete irtihal edenler ve de bizden sonraki sırası gelen torunlarımıza bu dünyadayken hediye gönderme fırsatı olan, geçmiş ve gelecek ecdatlarımızın ruhlar makamına hediyedir. Beşinci ve son iltica ise ahir zamanın efendisi olan, Hz.mehdinin müjdecisi olan silsileyi saadetin son halkasını teşkil eden efendimiz ve de üstadımız, Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Tunahan Silistrevi (ks) ruhları makamına hediye etmeni canı gönülden arzuladığım için bu sıralamayı görev bilip yazdım. Biz üst azımızın izinde gittiğimiz için, peygamberimizin ahir zaman elçisi olduğumuzu unutmayalım. Neyi öğrenip tatbikata sürdüğümüz dersleri, örf adede ve geleneğimizi gelecek nesillere aktarmak için emaneti sizlere aktarmaktan mutluluk duyuyorum. Rabbim ömrün boyunca nice şerefli hedeflere yöneltip, hakkıyla alnının akıyla zafere ulaştırmasını canı gönülden dua ederek yazıma son veriyorum. Rabbimiz tüm ümmeti muhammedin yar ve yardımcısı olsun.
Seni seven günahkâr kardeşinizi de dualarınızda unutmamanız dileğiyle.


Ali Acıbadem
Kayıt Tarihi : 23.10.2009 21:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Âşık Çağlari Muammer Çalar
    Âşık Çağlari Muammer Çalar

    Kutluyorum usta kaleminizi
    Yüreğinize sağlık
    İlhamınız bol ömrünüz varolsun
    Saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Ali Acıbadem