Ürküttüm kar kiraz kuşlarını
Uçup gittiler yalnızlığımdan
Sığınıp gökyüzü yalnızlığına
Tek bir kanat bile çırpmadan
Kırılan bir dalın sesi kadar
Hükmü yok çığlığımın
Susmak hasar tespitine yarıyor
En çok da böyle zamanlar
Korkup toprağın öksürmesinden
Bir vaveyla kopuyor ardımdan
Ak düşüyor zamanın saçlarına
Taşa, ahşaba ve aşka doymadan
Dünya denen ırmakta bir kez yıkandım
Çoğaldı acıları görgü tanıklığımın
Deri koltuklara kur yapan adamların
Taştan heykellere sığındığını gördüm
Bildim denizi, gözlerini ve dünya alfabesini
Harflerinin izine rastlandı yaramda
Hüznü, özlemi ve gökyüzünü
Artık tuzun tadı kalmadı ağzımda
Bilmiyorum, hangi ahın payı var üzerimde
Donarak ölen kaç çocuğun beşiği
Hangi dergâhın dervişiyim
Hangi kapının eşiği?
Ay Vakti, 185. sayı
Hüseyin Çolak
Kayıt Tarihi : 17.6.2020 22:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!