Derviş Şiiri - Garib Garib

Garib Garib
65

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Derviş

Yol lazım evvela, sabırla yürümüyen hangi menzile ermiş…
HAK bile kendi yoluna, gülden önce bela dikeni sermiş…
Bilesin yokluk kapısı bu, niceleri geçmeye canı bedel vermiş..
Yoksa elinde Vefa anahtarın bu kapıda ne ararsın derviş…

Soğuksa sol yanın, bilki yanmıyan ocakta ciğer pişmez…
Önce ocağa odun ol , yoksa ciğerin beş para etmez…
O dem Yan, yanda külün kalmasın, varlığın göze değmez….
Bu çile yolu hem yokuş, sona varmadan düze gelmez derviş…

Önce tövbe kapısına var , hata kusurun edesin itiraf…
Bekleme adrese ulaşmasını, göz yaşın en hızlı telgraf…
Halis yoksa niyetinde, o kapıya ulaşmaz yalan, hıraf…
Af gemisine yetiş hem, yoksa halin bertaraf derviş…

Anlayasın ki, açlık susuzluk bu kanlı
toprakta kıymetli…
Boşkoy kaseni, tokluk dağ deviririr o kadarki heybetli…
Zehirlidir hedefine düşme, attığı her ok isabetli…
Ayak yolundan çıkmaya bak, düz olsada o yol kasvetli derviş...

Her dili tatlının peşine düşüp gitme, aradığın yolu bulamazsın…
Bülbül diye kargayı alma gönlüne, sonra kovamazsın….
Bu gönül yolu pür çetin, klavuzsuz sona varamazsın…
Bu çeşme boş testi ister, içreni boşaltmadan dolamazsın derviş…

Pusadını keskin tut, yoksa içinde bile taşın kıl ucu aşınmaz…
Gönlü vur yere kırılsın, bu testiyle mana suyu taşınmaz…
İçinde öyle gizli bir yaraki varki, sızılanırda kaşınmaz…
İğneylede olsa del içini geç git, nefis dağı aşılmaz derviş…

Bıçağını hazır tut boynun üstü, teslim kanı gerek bu taşa…
Lokma eyle canı, at gitsin kurda kuşa…
Merhameti şu yana bırak, bakma nefsin
gözündeki yaşa…
Kasd etmiş o melun, secdedeki kurbanlık her başa derviş…

Hayelle arkadaşlığı kes, peşi sıra boş yere gezinme…
Kayıplara karışda unutul, gölgenle dahi sezilme…
Benlik yükü ağırdır atasın , altında boş yere ezilme…
Kes bütün düğümleri HAK’ka bağlan,
bir daha çözülme derviş…

İşte toprak kale, girmezden önce edeb ister bu eşik…
Bir Pire veresin gönlü diksin , her yanı delik deşik…
Daha sen bebeksin, o dem ağla
nasılsa sallanır beşik…
Aldanma bir parmak bala, bu yolun tadı çok değişik derviş…

Çıkarken bırak şu dünya kapısına habersiz bir elveda…
Sukut ilmi lazım gelir dil belasına evvala…
O dem susunca dilin , kalbin sözü devrala…
Bir avuçluk kanlı toprak içinden seni çağırır kerbala derviş…

Çok düşünesin ecel kumpasını, kendi içinde irkil…
Çık bu dünya mezarından, üzerindeki tozdan sirkil…
Tatlı söze gevşeme, acısına kulak ver berkil…
Az görünür bu meydanda er, görünce önünden çekil derviş…

Öyle bir meydanki bu, nice Zülfikarları kırdı tam ortasından…
Nice devler kaçıp gitti, vazgeçti o aynasından…
Vaktin çok kıymetli, kaybetme zor bulursun aynısından…
Bu yolun sonunu menzil edin, ayak çek gayrısından derviş…

Al gönlü yanına, hizmet ayaklarının altına Seril…
Doğruluk gütme bu kapıda, önce iki büklüm eğril…
Girince er maydanına ,ayakta görünme yıkıl, devril…
O vakit Soyun çık hayvan derinden,
tez insanlığa evril derviş…

Eyleme vakti ziyan, vazgeç kuru davadan,
olsanda haklı…
Bütün bildiklerinin sırrı, birşey bilmeyişinin içinde saklı…
Hikmet dilen kapı kapı, neden niçinle boşuna yorma aklı…
Teke indir iki yüzünü, olmasın için dışın farklı derviş…

İsteme yamalı Hırka nede külah, yeter sana zillet esbabı…
Yık tezgahı eyleme gam, tutma kar zarar hesabı…
Çek sırtını arka taşlardan, ölü ağaçtan kes dayanağın asanı…
Bu yol kaygandır , zor bulursun ayağını sağlam basanı derviş…

Hem kulağın sağlam tıka, söz edilmeye başlanırsın…
Düşersin gıybet kazanına, çook hemde çok haşlanırsın…
Nice taife yolun düşer, dost elinden taşlanırsın…
Ak beyaz düşer saçın sakalına, genç yaşta yaşlanırsın derviş….

Lokmada arama güç takdını , sana gerek önce hal…
Sözsüz harfsiz konuş, o dem lazım gelmez artık kal…
Aç gönlüne sabır sofrasını, zehri bilesin şeker bal…
Her düşüşünde semalardan uzanır tutunacak bir dal derviş…

Meğer bir yoktan ibaretmiş şu alemdeki bütün var’ın…
Bir nefesliik yer tutar , onca ettiğin kazançla kâr’ın…
Bu gününle arana , nasılsa girer hesabı soran bir yarın…
O dem Boşuna çığırma, bir fayda vermez Ahu zarın derviş…

Kanat taksalar sırtına av olursun,
bir mürşidin yoksa uçma…
Himmet pahaya gelmez, sakla içinde bulunca saçma…
Ehlini görünce al, yol kesen haramide olsa kaçma…
Aşkın pazarında can satılır, yoksa malın boşuna tezgah açma derviş…

Hem devamda nicedir, gönlündeki bu sessiz kavga…
Bin düşerken yere, bir kalkıyorsun,
nedir bu alnındaki damga…
Düşman bir değil ki, her yanında sanki zifiri bir manga…
Etrafın et kemikten duvar, bu beden ki ,ruhuna pranga derviş…

Kimi bu handa saadeti arıyor, kimi kesede akçe, parayı…
Bulmuştu sultanı beyi, kaybettiler giderken köşkü sarayı…
Sen belki leylayı arıyorsundur, belkide Mevlayı…
“O” istemezse bulunmayı, ne bulursunki arayı arayı…
Ey garib derviş…


Garib Garib
Kayıt Tarihi : 26.12.2025 21:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!