Saçlarına düşen beyaz,
Gecelerin yüküdür,
Kalbine sinen kırık,
İhanetin sesidir.
Onları sevmeyi öğren,
Çünkü insan olmanın işareti,
Yaralarınla yürümek,
Ve hâlâ sevebilmektir.
Ama sakın unutma,
O beyazı koyan elleri,
O kırığı açan dilleri,
Onları hafife alma!
Çünkü unutursan,
Aynı yangın yine gelir,
Aynı acı yine çöker,
Ve kalbin bir daha dayanmaz.
Hatırla, unutmadan sev,
Sev, ama gözlerin açık olsun.
Saçındaki beyaz gururun,
Kalbindeki kırık onurun olsun.
Kayıt Tarihi : 9.9.2025 13:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir kadın vardı… Saçlarına düşen beyazlar, yalnızca yaşın değil; çektiği acıların, sabahlara kadar ağladığı gecelerin, sustuğu anların iziydi. Kalbinde taşıdığı kırıklar ise, en çok güvendiği insanların ihanetinden, en çok sevdiği kişilerin vedasından kalmıştı. Bir gün aynaya baktığında, yüzündeki çizgiler, saçındaki beyazlar ve yüreğindeki yaralar göz göze geldi onunla. Önce ağladı… Sonra derin bir nefes aldı ve kendi kendine dedi ki: “Bunlar benim insan olduğumun kanıtı. Ben yaşadım, düştüm, kalktım, sevdim, ağladım… İnsan olmanın işaretleri bunlar. Ama bana bu acıyı yaşatanları asla unutmamalıyım. Çünkü unutursam, aynı yarayı yine açarlar.” O günden sonra kırıklarını gizlemedi. Beyazlarını utanç değil, gurur bildi. Çünkü onlar, yaşadığı fırtınaların, ama aynı zamanda dimdik ayakta kalışının şahitleriydi. Ve böylece her beyaz tel, onun direncini; her kalp kırığı, onun gücünü hatırlatan birer mühür oldu.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!