Dermân aradım derdime
Derdim bana dermân imiş
Bürhân aradım aslıma
Aslım bana bürhân imiş
Sağ u solum gözler idim
Dost yüzünü görsem deyû
Ben taşrada arar idim
Ol cân içinde cân imiş
Öyle sanırdım ayrıyam
Dost gayrıdır ben gayrıyam
Benden görüp işiteni
Bildim ki ol cânân imiş
Savm-u salât u hac ile
Sanma ki biter zâhid işin
İnsan-ı kâmil olmağa
Lâzım olan irfân imiş
Kande gelir yolun senin
Ya kande varır menzilin
Nerden gelip gittiğini
Anlamayan hayvân imiş
Mürşid gerektir bildire
Hakk’ı sana hakka’l-yakîn
Mürşîdi olmayanların
Bildikleri gümân imiş
Her mürşîde dil verme
Kim yolunu sarpa uğradır
Mürşîdi kâmil olanın
Gâyet yolu âsân imiş
Anla hemen bir sözdürür
Yokuş değildir düzdürür
Âlem kamu bir yüzdürür
Gören onu hayrân imiş
İşte Niyâzî’nin sözün
Bir nesne örtmez Hak yüzün
Hak’tan âyân bir nesne yok
Gözsüzlere pinhân imiş
Kayıt Tarihi : 25.5.2016 13:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sultan Dördüncü Mehmed Hân’ın daveti üzerine İstanbul’a giden Niyâzi Mısrî, Ayasofya Câmii’nde vaaz ve nasihat vermeye memur edilmiş biri.
Rusya ile harp başlayınca Sadrazam Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa zamanında 300 talebesini de yanına alarak Edirne’ye gidip, İslam için cepheye koşmuş cihat etmiş biri.
Limni Adası’nda kalmakta olduğu camiinin mihrabında, seccadesi üzerinde kıbleye yönelik iken Hakk’a yürümüş biri. Allah secde halinde vefat etmeyi kaç kula nasip eder?
Şiir bu şekilde sitede yayınlanmış. Lakin iki dize olarak yer alan her kısım aslında 'Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş' şeklinde yazılması doğru olandı. Yani şiiri 8 heceli bir şiir değil. Bu şiir türüne Nutku Şerif denir. Şiir 8 heceli, hiçbir hece kuralına uymamış diye yorum bırakan yorumcu aslında hem şairi tanımıyorum hem bu şiiri bilmiyorum, hem de hece şiirini de bilmiyorum dediğinin bile farkında değil. Tek bildiği şey ünlü harfleri sayması. Şiir yapı olarak muhteşem bir özellikte şaheser olduğu için kaç farklı türde bestelenmiş bir şiir.
Sadece şiirin iki dizesi hakkında biraz yorum yapmak istiyorum. Zira bu şiir hakkında abartısız saatlerce konuşulabilir.
“Dermân arardım derdime, derdim bana dermân imiş” dizesi ne kadar güzel ve anlamlıdır. Allah’a insanın en yakın olduğunu hissettiği anlar, dertlerinin zirve yaptığı anlardır. Allah'a inanmıyorum deyip de deprem olurken şehadet getiren kişi bile vardır. İnsanlar genelde ihtiyarlaştıkça dertleri artar, ölüm korkusu başlar ve ibadet etme istekleri bu nedenle çoğalır. Her şeyin yolunda olduğu, dert ve sıkıntının kalmadığı, her türlü mutluluk sağlayan durumun maksimuma ulaştığı anlarda insanların kendilerine olan güvenleri patlama yapar. Bu anlarda ibadetler dahi zor gelir ve secde anları kısalır. Bu hal ile el açıp, gözyaşı dökerek Allah’tan istemek pek mümkün olmaz. Bunun için hüzün, çaresizlik ve O’na sığınma ihtiyacının olması gerekir. Tüm bunların dışında/üzerinde her şartta bunu yapabilenler ise kamil insanlardır.
“Derdim bana dermân imiş” aslında tüm bunların cevabı. Esas olan dertsiz olmak, daimi ve artan mutluluğu yakalamak değil. Bu zaten mümkün değil. Önemli olan acı ve keder içindeyken de huzuru yakalamaktır. Bu yorum böyle devam eder gider.
Saygılarımla.
Güzel bilgiler için teşekkürler Osman Akçay... Saygılarımla... Sağlık mutlulukla kalın...
Dost yüzünü görsem deyû
Ben taşrada arar idim
Ol cân içinde cân imiş
Dünya gözüyle değilde can gözüyle Hakkı görmek ancak sözle bu kadar
Dile getirilebilir görene her şey açıktır ancak görmeyene sır demişler
Doğrudur her bir dörtlük de muhteşemdi güne yakışır anlamlı bir şiirdi
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun saygıyla selamlıyorum
TÜM YORUMLAR (12)