Derler Şiiri - Sezayi Tuğla

Sezayi Tuğla
1645

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Derler

Emeksiz kazanca kılıf uydurup,
“Çağdaş yaşantıya alışma” derler.
Anadan üryanmış gibi soydurup,
“Medeni ortamda çalışma” derler.

Şöyle bir gerinip puro yakarak,
Gözünün içine dik dik bakarak,
Her çeşit yalana bir kulp takarak,
“Bir uzman kişiye danışma” derler.

Yoksula defolu malı satarlar,
Sağlamın içine, çürük atarlar,
Yardım mallarına hile katarlar,
Buna da “hayırda yarışma” derler.

Düşmanlığı yayar, yara kaşırlar,
Dedikodu yapıp, fitne taşırlar,
Sonra sarmaş dolaş kucaklaşırlar,
Bunun da adına “barışma” derler.

Hesaba çekelim gel seni şöyle,
İster öyle densin, isterse böyle,
Sezayi, daima doğruyu söyle,
“Etliye, sütlüye karışma” derler.

(KASIM 2007)

Sezayi Tuğla
Kayıt Tarihi : 30.10.2012 15:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


AYNAMIZA BİRLİKTE BAKALIM Sevgili dostlar, bugün hep birlikte düz aynamızın karşısına geçip, kendimizi tepeden tırnağa inceleyerek “empati” yapalım mı, ne dersiniz? Nedense eksiklerimizin, yanlışlarımızın yüzümüze vurulmasından hiçbirimiz hoşlanmayız genellikle. Bu tür uyarıları şahsımıza hakaret edilmiş gibi algılarız çoğu zaman. Oysa “Dost acı söyler” düsturunu kendimize şiar edinmemiz gerekmez mi? Toplum olarak maalesef “en doğru benim”, “en dürüst benim”, “en cömert benim”, “benim düşüncem, benim yaptığım daima doğrudur” psikozundan el ele vererek kurtulmaya ne dersiniz? Bazen düşünüyorum, bir arpa boyu yol gitmiş olduğum gençliğimi avuçlarımın içine alıp daha yakından (uçamayan bir serçe yavrusunun cılız vücudunu inceler gibi) sorgulasam mı acaba? Korkuyorum. Korkuyorum, çünkü bugün (her yaştan) eleştirdiğim insanların beğenmediğim yönlerinin bir kısmını, aynamın karşısında kendimi (bir başkasını seyrediyormuş gibi) incelediğimde, kendimde göreceğimden korkuyorum. Çok kimse, kendisinin ve sevdiklerinin kusurlarını nedense görmemezliğe gelir. Sevdiğim bir söz vardır; “dünyada bir tek güzel çocuk vardır, o da her annenin kendi çocuğudur”. Adamın biri bol keseden atarak, çevresindekilerin eksiklerini deşifre edermiş. Yedikleri, içtikleri, edindikleri arkadaşlar hep insanlık kusurlarıyla dolu. Aile yapıları ve giyim kuşamları bile eleştiri ağındadır haspamızın. Yine bir gün, gençlerin kıyafetlerini masaya yatırıp tenkitlerine başlayınca arkadaşlarından biri; “iyi de arkadaş, senin torunun da aynı giyiyor” deyince, eleştirmenimiz hiç bozuntuya vermeden pişkince; “yakışıyor kerataya”, diyerek konuyu bağlamış. Dostlar, zaman zaman kendimizi karşımızdaki kişilerin yerine koyarak davranışlarımızı sorgulayalım, ne dersiniz? Belki, şahıslara karşı olan olumsuz duygularımız bu sorgulamayı kabullenmeyebilir. Hiç olmazsa vicdan aynamızda kendimize bir çeki düzen verelim, lütfen. Kendi içimizdeki, düşmanı yok ettiğimiz zaman, yakın çevremizdeki birçok düşmanın, kendiliğinden yok olduğunu hayretler içinde göreceğiz.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sezayi Tuğla