Gidiyorum derken kalmak istediğini anlayandır
kızdığın anda kalbini hissedendir
özlediğinde yanında bitendir
şüphe duysan da seni gerçekten sevendir...
Issız bir limanın son vapurunda
taşları kırık boş kaldırımda
yalnızlığı okudum boş sayfalarda
bir ben biterken bir sen doğuyor
Az ziyan etmişim baktım ömrüme
dahası için biraz seveyim dedim...
Beklentim çok oldu sevgiliden
kendimi yıprattım hep boş yere
zaten değil mi yasak sevmeye
alırım koynuma hayalleri uyurum yine
Önemli değildi ağlatmaların
önemli değil kara bağlatmaların
çok değersiz geldi yalan vaatler
önemli değil ben severim yine
Giremediğim bir yüreği böylesi severken kim aşk yok diyebilir ki
görünemediği bir insanın hayaliyle yanıp tutuşan bu kalbe kim gaddar diyebilir ki...
Hayat benim gözüm dür
iyi bakarsam iyi
kötü bakarsam kötüyü görürüm
asıl olansa hayat benim kalbimdir,
kimi sevip kimi sileceğini kendi seçer...
Dün geceki rüyamda hala izlerin vardı
demek ki en kalıcı koku insan kokusuymuş
Allahım ne olur tenden almadan canı
bir nefes daha ver seviyorum diyebilmek için
sevmesini bilmek için ölmek gerekmez
yaşarken sevgiyi mezara koyanlardan değilim...
Deseler de bana bütün insanlar kötü
ben yinede iyilerin var olduğunu bilirim
Allah bilir kimin iyi ya da kötü olduğunu sen söyleyemezsin...
Noktaları virgülleri ayıramasam da
insanlara merhametli bakamayacak kadar da kör değilim
Baktığım gözde tebessümü gördükçe
o kadar da kötü bir insan değilmişim diye sim geliyor kendime
Kalbimi kıranı değil kırığı dolduranı sevdim
içimi acıtanı değil acıma merhem olanı sevdim
gözümü kör edeni değil gözlerimi açanı bildim
seni sendeki güzellikte sevdim gözlerimdeki ışıltıdan değil
en değerli bildiğim hayallerimden değerli kıldım
rüyalarıma almaya kıyamadığımdın
uyanıp yok etmeye korktuğum sevmelerle sevdim seni
Aşk bilenin sofrasında kuru soğanın nar reçeline dönüşüne benzer
sevda kutuplarda gezinirken tüten bir ateşe sokulmaya benzer
dost dar günde yanında değil canında olan seslenmeden sana gelendir...
Huzur peşin sıra gezdirdiğin güneşin yakışında alnından boncuk, boncuk terleyendir...
Sevebilecek kadar sev dahası bozdurur girebildiğin yüreğe eğil yalnız sesin algılayan odur...
Kırılmış parmakların saz çalmasına benzer yüreğim
ne sesi belirgin ne anlatmak istedikleri anlaşılır
düğüm, düğüm dilim dönmez sözlere cümlelere
hamal gibi yükünü bırakmak istemez ya daha ağırı gelir sırtına diye
kara çamur bataklarda batık dizime kadar…
Çıkmazlardan kurtulmaktan acizliğim var
soluksuzluk başlar aynı noktada içine çektiklerinden pişman
yakarışta yetersiz çığlıklarım yetersiz nefes alışlarım var...
Kar vuran çimen olsam
sersem dağın üstüne
gözlerde neşe olsam
dersem yarın yüzüne
kararmasın yürekler
ay vursun da parla sun
yürekler serin kal sun
dert bulup darlan masun
Dumanı tüten ateş göze dönmedikçe harlanmaz
yüreği aşk görmedikçe kendine düşene paylanmaz
bu dünya keyfi dönmedikçe hızlanmaz
yarım da kalsan tamamda olsan yinede dilin duada olsun...
Tabibi getirin yaralar sızlar
gözlerde yaş dolar dereler çağlar
sineme el vurdum zemzemler çıkar
şifama sen gelme koşup gelen yine duadır...
Keyfine düşkün yine düşüncem
köz olmuş yürekte acı hüzünler
dünyayı döndüren esintilerden
ehlime sohbeti sunan dost yardır...
İçimi acıtan cümleleri kurmaktan korksam da
yaşanası duygular korkuların doğurganlığındaki hayat
duygular tazeliğini yitirmiş olsa bile
tohumlar serecek topraklar baki
serzeniş olsun bırak sevgiler
haykırışa duyum vermez gönüller
dünyayı alsa da geçen ümitler
yarına çıkacak bu günler elbet...
Kumpas kurmuşlar yollar üstüne
düşersin dikkat et elin diline
kar değse ateş bil sakın üşüme
gel dağa güneş ol gözüm parlasın
Hastayım dedim güldüm
hastanedeyim dedim güldüm
kızım delim isin niye gülü yon dedi
dedim ula ağlasam sancım dinecek mi
gülünce unutuyorum seni bile tabi gülerim :)))
Tokat diye serdim derdi yerlere
şükür dedim kaldırdım elleri
lütuf yalnız Allahtandır bildim
hamdüsena dedim yudumladım yine zamanı...
Ekini ekerim tarla benim ise, hasadı yaparım elin olursa...
Hayatta ne kadar çok karşılaşsam da olumsuz gereksiz insanlarla bir o kadar da sevilecek insanlar var olduğunu bilmekte güzel
arkamdan ne kadar konuşursanız da velâkin
yüzüme konuşacak kadar edeplisini bulamadım
gitmiyorum inatla kalıyorum... Her demde kalacağım yaradan izin verdikçe
kötülük düşlemedim dost bildiklerime iyi niyetlik dendir küsmelerim
ama birileri var ki hiç bir şeyi hak etmeyen...
Onları da yine kendi yangınlarında alevlenmeye bırakıyorum...
Kimse bilmez ustalığı sen beni usta sanırsın ben seni ama bilemezsin ki ben çıraklığa bile erişememişimdir... Ama senin ustalığındır beni üstadı gösteren...
Kayıt Tarihi : 30.7.2012 00:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Zennehar Yılmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/07/30/derleme-sozlerim.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!