Derken, hayat ortalamış zamanı, doğduk ağladık belki pişmanlıktan belki de sevinçten. Öldük ağladık belki acıdan, kayıptan belki de numaradan. Derken insan dediler bize, aslında insanlıktan uzak halimize. Sevgisiz, güvensiz ve güneşsiz, ıssız yaşamlar içinde yuvarlandık durduk. Çıplak ayaklarımızla toprakta, çimende yürüdük. Hayatı her birimiz bir maskeyle karşıladık, samimiyetten uzak, her sahnede farklı roller takınarak…
Sevinçleri sevdik, dertleri görmezden geldik eğer başkasına aitse. İyi gün dostu derler ya hani, onlardan olduk çıktık bir çırpıda. Sırtını dönen ve zalim yürekli. Her şeyden vazgeçmek zamanı geldi belki ufaktan, hesaplaşmaların ve hataların ardından. Yine çıplak ayaklarımla basmam lazım çakıl taşlı yollara. Belki biraz sızı iyi gelir törpülenmiş yüreğime, huzurdan ziyade, mutlulukların uzak olduğu bu yalancı şehirde.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum