16.01.2009
Derinden gelir içimdeki kemanın sesleri…
Derinden gelir içimdeki kemanın sesleri… Bir inceleri bir kalınlasır… Notalar birbirine karışır…
Önce inceden gelir… Anımsadığın bir müzik gibi. Sonra makamlar değişir… Daha baskındır. Önceden bildikleirn gibi değil… Sonra çıkışlar başkar yükselir de yükselir… Parmak uçların sızlar, ellerin tellere vurmaktan kanar…
Sonra nakarat. Bildiğin notalardır, gözleirnkapalı çalarsın… içindende söylersin…
Aynaya bakarsın… Dağılmış saçlarına, akan gözyaşlarına…
Aynada göz geldiğin gerçekten senmisin? Bir bak kendine… Zaman ne kadar çabuk geçmiş… Sen aynı sen misin gerçekten…
Gözleriniin etrafındaki çizgiler mi seni ele veriyor, yoksa uzaklara dalışların mı?
Saçlarındaki yıldızlar mı, sözlerindeki kifayetsiz ağırbaşlılık mı?
Ne dört mevsimler yaşandı, yâda dört mevsimler gelip geçerken hangileri yaşanmadı.
Ya bir bahara takıldık ya hep sonbahardı…
İlhbahardan sonra yaz geldi mi? Ömründe hiç yaz 7 ay sürdü mü? Ya deli bir fırtınadan sonra kar yağdımı?
Ben hep haziranda takılır kalırım, ömürümde bir haziranı geçemedim…
Bir haziran akşamıydı, yaşamın dizginlerini ellerimden kaçırdığım.
İki yol kesismişti o an, ya kalacaktım ya gidecektim. Giderken yolumdan döndüm geldim… Bir karakaşa, bir kara göze takıldım… Bir sert bakıştı beni kaskatı kesen, bir tatlı güşüştü çimdeki buzları eriten.
Ne kadar kolaydı, dört duvarı idare etmek… İçine girdiğim kalemdi surlarını kalın kalın ördüğüm… Kimse girmeyecekti.. Kimse üzmeyecekti..
Kaç gün gece geçti dışarı çıkmadan, 2 kelime 2 kelam etmeden. Ne teselli sözler istedim nede unutturacak bişeyler. Yemek hazırlardım 2 kişilik.. 2 kadeh balkona 2 minder…
Ne çok kere konuştuk biz bu duvarlarla, kaç gece anlattım kızıl maviliklere bir yıldız kaydı yanıma geldi, omzunda ağladım, bir yıldız kaydı onudan seniistedim… bir yıldız kaydı br dilek daha tuttum. Sonra geri bırakırdım yıldızı.. Kayıp gitsin diye…
Aksine üstüne gittim, senziliğinde seninleydim, seni seninle yendim. Seni seninle ezberledim. Senden kendime bir ben yarattım o ben oldum… Kendime bakan benim gözlerimden sen oldun, aynı gözlerden sana baktın, sen ben oldun…
Gökyüzü renk dğiştirmeye başladığında sen beni kucağında uyuturdun… çiğ yağardı, ürperirdim, pikeyi üstüme çekerdin, ben uyurken beni seyrederdin, gece rengi saçlarımı severdin. Safakla birlikte sen giderdin ben olurdum. Güne Crn olarak uyanırdım… Senin gözlerinle güne gülümserdim.
Bir sigara yakardım dumanında seni görürdüm.. Hadi derdin hazırlan işe gecikeceksin… Yine gülümserdim… Sonra bir acele derlenip toplanıp işe giderdim… Gün içinde o kadar boğulurdum ki bir derin nefes aldığımda yine seninle olurdum.
Akşam olup ta eve gelmek istemediğimde oldu benim. Kızardım sana içimden eve gitmezdim. Ama sonra olduğum yerden kalkar, koşarak sana gelirdim, biliridim ki evde beni bekliyorsun. Kapıyı açtığımda ben geldim derdim… Sende iyi ki geldin derdin… Bilirdim sende bekliyor olurdun…
Sonra anlatırdım sana deli deli aklıma geleni sen dinlerdin, sana sorardım senin günün nasıl geçti diye, bildiğin gibi derdin… Anlardım…
Sonra gökyüzü yine renk değiştirirdi… Mavilik lacivert olur, benim yıldızlarım gelirdi…
Çakmak çakmak parlardı… izlerdim onları sana da gösterirdim.. Benim gösterdiğimi bir sen göremezdin sorardın, hangisi sağdaki mi ama o hep soldaki olurdu…
Sonra o yıldız kayar, ben bir dilek tutardım… Gülümserdim…
Hiç ellerimi bırakmazdın… Ellerimi severdin… Kadınsı ellerin derdin. Öperdin.
Göz göze gelince bakıp kalırdık. Göz bile kırpmazdık bir saniyesini bile kaçırmamak için gözlerimizdeki birbirimizi görmeyi… Sessizce anlaşırdık... Gülümserdik sonra bir ateş sarardı bedenimi… … Nefesini hissettiğimde içimde yangın olurdun… Bedenimdeki yangını hissederdin…
Ellerimi uzatırdım sana, kendime sarılırdım… Sana bir daha sarılamadım… göğüsümün ortasında hep bir sızı kaldı…
Buz kesmiş bedenimi gözyaşlarım ısıtırdı… Göz yaşalrım akar yanaklarımdan dudaklarıma ordan göğsüme, sızlayan yerime gelince canım acır, tutamaz kendimi hıçkırırdım… Kaç kere atmak istedim balkondan. Kaç kere… Bilemezsin… Beceremedim içimdeki acıyı dindirmeyi…
asi nehri gibi akıp gider derinden…
Yalnızılığımla bir ben baş edemedim… Ne hikâyeler yazdım ama sonunu hiç bitiremedim… Ne mutlu son vardı ne de Son diye yazıyordu…
Öylece olduğu yerde kaldılar, öylece kabul ettim ben hikâyelerimi…
Bunlar benim hikâyelerimi hepsini yaşadım hepsi gerçek…
Ne kadar yaşandıysa okadar yazıldılar…
Ceren AydınKayıt Tarihi : 1.10.2011 02:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)