Lastik tekerlekler altınca tüm çıplaklığım öldürülüyordu
Bankta unutulmuş günlük gazeteye tabi idim
O sarıp sarmalayacaktı unutulmuş bir köşede eriyen kanlarımı.
Nasıl da buzlarından tek tek ayrılıp haykırıyordu"Ölüyoruz! "diye.
Hemen yanıbaşımda bir kavak ağacının çıplak dalları arasına sıkışmış
Sonbahardan kalan tek bir yaprağın rüzgarın cazibesine aldanıp düşmesi gibi
"Anne içiyorlardı beni"diyememek miydi, asıl canımı yakan,yoksa ölmek mi?
Daha önce gözlerime hiç yakın olmamıştı bu renksiz tozlar,
Yoksa renkli miydiler?
Hiç oturup buluşmamıştık daha önce,
Onlara yeryüzü kadar yakın olup misafir olacağımı kim bilebilirdi?
Birazdan yağmur yağar,
Yanaklarıma düşer sıcaklığı,güneş kadar sıcak-
Kalabalık kadar sıcak.
Tüm bu bahanelerin aslında kalabalık olmak adına
Bir ölüm olduğunu eğer bilselerdi,yine toplanıp gelirler miydi,dersin?
Sanamam!
Şimdi tam bu ölüm pozunu sevgili Ara Güler'in görüp, çekmesi gerekirdi.
Muhteşem bir ölüm ne olsa...
Derin sessizliğin içine yorgan çeken bir ölüm-
Bu şahane ölümün üzerinde yalnız çocuklar tepinsin gülerek.
Kayıt Tarihi : 5.4.2014 08:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!