Belki bir gece yarısı, belki de bir gündüz vakti,
Anestezisiz,
Aynı kefene dalarak... üzülerek söylüyorum,
Sol memeni yırtırak kaburgalarından
Çıkıp;
Elbet ayrılacağız..
Kaç dikiş atılır peki bu aşka?
Hangi cerrah girer bu ameliyata cesurca..
Kaoslara bürünmüş cehenneminde
Tanrı mı?
Sanrısal bozukluklara sebep olan mitolojisiyle
; Hera mı?
külfetsizce yazılan mazmunlara bi kaç tokat vurmalı..
Dur kadın!
Dur.. Bitmedi..
Nereye öyle Poseidon'dan kaçar gibi..
Daha Kalp/Buz kesecekti...
Izdırap çeken bi sabaha uyanmak,
Hayat ipliğini büken rüyalardan kaçmak,
Ve iffetsiz sürülere gözcülük eden perilerle
sana dair tüm hesaplar için barbut atmak..
Engeller;
Ancak bu ayrılığı...
Aynaya bakıp düzelttiğin yüzün,
Sanayileşmeye el verişli bu aralar..
Ve iki bahar arası uçmayı başaran kuşlar,
Terso yapan Niagara'da
Kayboldular..
Bu ayrılıkta..
Sakın unutma,
Belki bi öğle arası, belki mesainin tam ortası,
Ama...
Ama anestezisiz..
Aynı kabuktan artık dışarı fırlayarak,
Şah damarının beyne döküldüğü yerden
Fışkırarak;
Çıkıp;
Elbet ayrılacağız...
Kayıt Tarihi : 19.2.2011 19:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!