Dergicilik ve Seviye Dergisi Üzerine Bir ...

Durdu Şahin
994

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Dergicilik ve Seviye Dergisi Üzerine Birkaç Söz

Öncelikle şu gerçeği söylemem şarttır: Bir kültürün zenginliğinin ifadesi sayılabilecek dergiler, kültür hayatımızın vazgeçilmez kaynaklarıdır.

Günümüzde birçok dergi ayakta kalmanın mücadelesini veriyor, kâğıt fiyatlarının onca pahalılığına ve posta ücretlerinin ağırlığına rağmen... Bunlara destek olmak, yazı göndermek, abone bulmak, düşüncenin dillenmesini isteyen herkes için bir borçtur. Dergi çıkarmanın kahramanlık sayıldığı bir ortamda, bu dergilere her türlü imkânı sağlayacak kahramanlara da ihtiyaç vardır.

İşte, böyle kahramanlara sahip olmuş bir dergiden söz açmak istiyorum:

Seviye Dergisi

Seviye, Alaca Belediyesi adına Başkan Mahmut Köksal’ın sahipliğinde, ilk sayısı Mayıs-Haziran 1997 tarihinde yayımlanan iki aylık kültür, sanat ve edebiyat dergisidir. Derginin Sorumlu Müdürü Rıfat Şahan, Yönetmeni ise Durdu Şahin’di. Dergi 4. sayısında Celalettin Arslan ve Zeki Gül’ü yayın danışmanlığına, 5. Sayısıyla birlikte ise şair Bahaettin Karakoç’u yayın başdanışmanlığına getirip Abdurrahim Karakoç, Hüseyin Üzmez, Metin Önal Mengüşoğlu, M.Atilla Maraş, Mustafa Özçelik, Muhsin İlyas Subaşı, Murat Kapkıner, M.Halistin Kukul, A.Vahap Akbaş, Arif Ay, Arif Eren, Nurettin Durman, Abdurrahman Şen, Ahmet Kekeç, Ahmet Efe, Bestami Yazgan, Dilaver Cebeci, Yaşar Kaplan, Mürsel Sönmez, Nazir Akalın, Cevat Akkanat, Mehmet Hekim, Hasan Demir, Osman Arslan, İslam Yaşar, İsmail Ev, Selami Yıldırım ve Ayhan Bilgen gibi yazar ve şairlerden oluşan daimi yazı kadrosunu kurdu. Bu kadroya 6. sayıda Celalettin Kurt, Hüseyin Akın, Dr.Hasan Ali Kasır, Dr.Lütfi Şehsuvaroğlu ve Osman Aytekin’i, 7. sayısında Hamdi Kılıç ve Hayrullah Başer’i ekleyip daha da güçlü hale geldi.

Haklarını teslim etmemiz gereken birkaç dost:

13 sayı hiç aksamadan okuyucusu ile buluşan Seviye’ye emeği geçen birkaç kadirbilir dostu burada özellikle anmak istiyorum.

1) Dönemin Alaca Belediye Başkanı Sayın Mahmut Köksal:

Derginin sahipliğini üstlenen ve bize rahat bir çalışma imkânı hazırlayan Mahmut Köksal’ın desteği unutulacak gibi değildir. “Hedefimiz, her sayısı bir öncekinden güzel olan bir dergi yayımlamaktır. Her konuda her zaman yanınızdayım. Bu işin uzmanı sizsiniz, sizin rahat çalışmanız önemlidir. Siyaset bizim, sanat-edebiyat sizin işinizdir. Bu dergide asla siyaset olmamalıdır. Alaca’yı aynı zamanda da bir kültür-sanat merkezi haline getirelim. Bu dergi okuyucusuna ücretsiz dağıtılmalıdır.” diyen Mahmut Köksal’a bu şuuru, samimiyeti ve bize olan güveninden ötürü tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.

2) Kırıkkale’de Nazir Akalın:

O zamanlar Kırıkkale’de ikamet eden iki değerli dostun gayreti, fedakârlıkları ve ilgileri de unutulacak türden değildir.

Bu dostlardan Cevat Akkanat, derginin dizgisini yapıyor, derginin yazılarını Merhum Nazir Akalın’a (Allah rahmet eylesin) iletiyor, o da derginin mizanpajını mükemmel şekilde oluşturuyordu. Ben yayımlanmasını düşündüğüm yazıları bu iki dostumun da görüşünü almak, tartışmak ve kesin olarak yayımlanacak yazıları belirlemek için genellikle cumartesi günleri öğle üzeri Kırıkkale’de oluyordum. Her Kırıkkale’ye indiğimde soğuk-sıcak demeden beni bekler bulduğum bu dostlarla hemen oracıkta bulunan bir çay ocağında çaylarımızı içiyor, sonra da dostlarımdan herhangi birisinin evine doğru yol alıyorduk. Evde, gece geç vakitlere kadar tartışıyor ve yayımlanacak yeni sayıyı belirliyorduk. O sıralar büyük ekonomik sıkıntılar da yaşayan merhum Nazir Akalın, adeta her türlü derdini unutuyor, dergiyle bütünleşiyordu. 13 sayı bu minval üzere ve her buluştuğumuzda bir öncekinden daha memnun ayrıldığım, her iki ayda bir evlerinde, duruma göre bir iki gün misafir olduğum, sıcak çaylarını içip, çorbalarını kaşıkladığım bu kadirbilir arkadaşlarıma ve elbette hanımefendi eşlerine gönüller dolusu teşekkür ediyor, Allah razı olsun diyorum.

3) Ankara’da Ayhan Bilgen:

Şimdilerde Mazlum-Der Genel Başkanı olan Ayhan Bilgen, adeta Seviye’nin Ankara’daki sigortasıydı. Baskıya hazır hale gelen dergiyi alıyor, Ayhan Bilgen kardeşimizle buluşuyor ve doğruca matbaaya gidiyorduk. Matbaadaki arkadaşlarla derginin kapak tasarımını en güzel şekilde gerçekleştiriyor ve basılması için ilgili bölüme teslim ediyorduk. O zamanlar Ankara’yı fazla bilmeyen benim için Ayhan Bilgen adeta göz kulak, el ayak oluyor, Seviye’nin takipçisi oluyordu. Bu arada ben ona çay ısmarlıyor, o da bana özellikle sevdiğim işkembe çorbasını ikram etmekten büyük bir zevk alıyordu.

Derginin ilk sayısından son sayısına kadar her zaman yanımda olan, Ankara’da işlerin en güzel bir şekilde sonuçlanması için her türlü gayreti gösteren, basılan dergileri çeşitli yollarla Alaca’ya tam vaktinde ulaştıran, Ankara’daki önemli şair ve yazarlara ulaşmamızı sağlayan, temenni ve eleştiri ile beni cesaretlendiren Ayhan Bilgen’e de sonsuz teşekkürler.

4) Ve Bahaettin Karakoç ile Arif Ay:

Türk şiirinin 'Beyaz Kartal’ı Bahaettin Karakoç ile usta şair Arif Ay’ı anmadan geçmek elbette olmaz. Her ikisi de, derginin ilk sayısından son sayısına kadar destekçimiz, yol göstericimiz, pusulamız, güven ve gurur kaynağımız oldular. Her yayınlanan sayıdan sonra onlardan gelen teveccühler, bizim azmimizi kamçılamış, şevkimizi ve gayretimizi artırmıştır. Bahaettin Karakoç’un Seviye yayın başdanışmanlığını kabullenmesi, dergiye yazılarıyla renk katması, Alaca’daki şiir şölenimize Kahramanmaraş’tan kalkıp herkesten önce buyurması, bazı ünlü şair büyüklerimizin de bu şölene gelmeleri için telkinlerde bulunması, her zaman yanımızda olup elimizi hep aynı sıcaklıkla tutması; aynı şekilde, Arif Ay’ın da yazı kadromuzda yer alması, dergimizde yazması, Ankara’dan kalkıp bizlere yardımcı olmak amacıyla Kırıkkale’deki toplantılarımıza katılması, kıymetli görüşleriyle bizlerin ufkunu aydınlatması, Ankara’da olduğu zamanlar bizimle buluşup doğrudan derginin kapak tasarımına kadar pek çok konuda bize yol göstermesi, önerilerini büyük bir mütevazilikle dile getirmesi; Seviye için gerçek mânâda bir şans olmuştur.

Seviye dergisi ile neleri gerçekleştirdik?

1) Toplam 13 sayı yayınlanan derginin her sayısı vaktinden önce yayınlanıp vaktinden birkaç gün önce okuyucusuna ulaştı.

2) İki ayda bir yayınlanan dergi yaklaşık 750 okuyucuya ücretsiz dağıtıldı.

3) Yazısı yayınlanan her yazara en az üç adet dergi gönderildi. Ayrıca yazı veya şiirinin basındaki yankıları kendilerine ulaştırıldı.

4) Seviye’nin ön kapak içi ve arka kapağı şair ve yazarlarımızın kitaplarının ücretsiz reklamı için tahsis edildi.

5) Çeşitli konularda özel sayılar yayınlandı ve bu özel sayılar çok ilgi gördü. Bu anlamda, Bahaettin Karakoç, Mustafa Miyasoğlu, A.Vahap Akbaş ve Arif Ay gibi şair ve yazarlarımız hakkında özel sayılar yayınlandı.

6) Alaca’da ilk defa ünlü şairlerimizin katıldığı bir şiir şöleni düzenlendi.

7) Türkiye Yazarlar Birliği’nin toplantılarına Seviye Dergisi adına katılım gerçekleştirildi.

8) İlk defa bir dergide fikirleri birbirinden farklı bu kadar ünlü şair-yazar bir araya geldi.

9) Bir belediyenin de böyle kaliteli bir dergi yayımlayabileceğini ve belediyelerin görevinin sadece yol, su işleriyle uğraşmak olmadığını bütün Türkiye’ye gösterdi...

Sonuç:

Seviye, 'Türkiye’yi aydınlatan meşale olmak, bize ait olan her şeye sayfalarını açmak, mevcut seviyesizliğin doğurduğu kısırlığa son vermek, bizim topraklarımızda yeşeren, bizim kavgamızı veren, bizim ideallerimize bağlı olanların bir araya geldiklerinde nelere muktedir olduğunu göstermek, şiirde ve nesirde seviyeyi ön planda tutmak” amacıyla çıkmıştı ve bu amaçlarını gerçekleştirerek yayınını noktaladı.

Durdu Şahin
Kayıt Tarihi : 17.9.2007 21:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Zeynep Doğan
    Zeynep Doğan

    Seviye dergisini o zamanlar iyi takip ediyordum. Samsun'a kadar ulaşmıştı ünü.
    Arif Ay sayısı hala elimde...
    Günümüzde malesef böyle hacimli dergilerin sayısı gitgide azalıyor.
    Günümüz dergileri ya siyasi birtakım çevrelere yalakalık ediyor,
    Ya da magazin ağırlıklı yayın yapıyor.
    Seviye'nin seviyesinde dergilere hasretiz üstad.
    Gerçek edebiyat ve edebiyatçının nabzını tutan dergilere..
    Birikim için aynı şeyi söyleyemiyeceğim. Zira sadece İlçenize hitap ediyor sanırım. Geçenlerde Alaca'lı bir dostumdan öğrendim. Mütemadiyen Birikim'i bana gönderiyor, gönderecek.
    Bir de, hayatınızı ve arkadaşlarınızın hakkınızdaki görüş ve duygularını yayınlandığı özel sayıyı da okudum
    Ne büyük bahtiyarlık!
    Siz Türk edebiyatında altın izler bırakan bir edipsiniz.
    Ellerinizden öpüyorum.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Durdu Şahin