Derdimiz aşk ise eğer.. Şiiri - Eyüp Gergin

Eyüp Gergin
681

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Derdimiz aşk ise eğer..

Kalmak bazen kalabalığın en ücra unutulmuşluğunda.. Ve bazen tutunmak bir yalnızlığa ya da yalnızlıkta yine bir aşka, yeni bir aşka tutulmak kendi karmaşık kalabalığında..

Sağ çıkmak zor olur durulganlık mevsimlerinde. Onlarda iken tutunmak zor gelir hayata. Kendi bilmecesinin cevabı bile olamaz zaman zaman insan.. İnsan insana ağır gelir ya hani; insan asıl kendine ağır kalır hayatta. Hele de bir aşkta..

Unutulmuşluk besteleri çalınacaktır vakti gelince.. Ve vakti gelince suskunluk kaplayacaktır ruhları.. Ruhlar konuşmayacak, fikirler çarpışacak ve aşklar sabahlayacaktır gecenin en kuytu köşesinde. Ağırdan ağıra yol alırken kimsesizlik bilmecesinde, bulmacanın kurbanı edilecektir yine bir hüzün öyküsü.. Öykü yazmayı bırakın; aşklarınız öykülenecektir bile her zerre yalnızlık girdaplarında..

Koyu hikayelerin kahramanı edilir çünkü giden yanlarımız. Kalan yanlarımız mı? Onlar da o hikayelerin kaybeden ya da kaybetmeyi kabullenmiş, bekleyen, doyumsuz; uzak ve ıssız yanlarında hep bir ağızdan saf tutmuş acı anımsatımlarımız olarak yer edeceklerdir yüreklerimizde..

İnsan neden gider ki?

Nedensiz kalışlardan ziyade, her bir gidişin garip bir öyküsü vardır. Ve işte bunun anlatımı anlatana kolay, anlatılana ise zor gelir! Aslında her bir gidiş öyküsünün başlangıcı önem tutar yine kendi tarafınca; her ne kadar sonuç etkilese de bırakılan taraflarda.. Gidiş kolaydır aslında; zor olan gidiş değil de asıl gidememektir. Gidemeyen insan; bilin ki bir kasırgada aşka kurban olmuş taraftır. İmkansız aşk yoktur lakin imkansız kılınan tutku olmuştur. Her aşk hikayesinde mutluluk vardır. Mutluluklar bir gün son bulabilir. Ama tutku denilince akla her daim bir kuytuda açan bir çiçek ismi gelir; umuttur o.. Umutlar tutkulara bürünür; tutkular aşka hükmedilir.. İşte o kasırga zamanında dahi gidemeyen insan kurban edilmiştir aslında o aşka..

İnsan neden susup; susup sessiz kalır ki bir aşkta?

Çok defa sorulup ve çok kez anlatımı sunulmuştur “hayat üniversiteleri”nde.. Bir zindanın en koyu tarafında anlar insan aslında acıyan yanlarının haklılığını. Sevgi adı altında toplanıverir her bir sorusu. Ya cevapsız kalan sorularına ne demeli! Çok kere ve yok yere sormamalı insan kendi kendine “neden” diye.. Sorarsanız cevap alamazsın çünkü her seferinde. Ama asıl her bir insanın nedeni vardır kendi içinde.. Kendi içinde bin bir parçaya bölünür insan ve bölünür de anlatımlarda bulunmaz kendi “gereksiz” felsefesinde. Çünkü felsefesi uygun düşmez yine bir aşkta “açık olma”yı.. Suç teşkil etmez onların bu yaptıkları. Akşam olunca seyr-e sefa muhabbetlere önem veriyordur belki yine asıl kendi yalnızlıklarında.. Belki bir “merhaba” bile diyemezken; asıl merhabalarını farklı düşüncelerin farklı kültürlerinde ve yine farklı anlatımlarıyla yapıyordur; kim bilir.. Şimdi tüm o “belki”leri düşünüp kahredeceksek eğer hayata ya da bir aşka; sonumuz bellidir: çıkamayız işin içinden.. Ve bir aşkın karşılıksız tarafında durakalıp işin içinden çıkmak; çıkıp kurtulmak çok zor iştir..

Sevda sancıları saklanamaz; saklayamaz hiçbir insan; saklayamayız nitekim.. Ne bekler olduğumuzdur önemli olan hayattan; asla ne ile karşılaştığımız değil..

Çok özlem iyi sonuçlar vermez bize hayatta.. Çok özlemek asla çok sevmek olmamıştır. Ağaç-yaprak hikayelerinde söz edilir mesela; yaprak günü gelince ayrılacaktır ağacından.. Ve yaprak yalnız düşüp solacaktır susuz kalınca. Ağacı sual mi edersiniz! Ağaçlar baharda yeni yapraklarını büyütür; kaybedeceğini bilse de.. Ama ağaç kök salmıştır bir kere toprağına. Ve toprak yalnız bırakmayacaktır onu. Toprak bereketiyle besleyecektir umudunu.. Toprak bereketi misali sevebilirse bir insan; yalnız kalmayacaktır mevsimi geçince..

Ve her aşkın bir mevsimi olur. Mevsim şartlarında sevebilir ve ayrı saflarda aynı sevdanın peşinde koşabilir insan; koşabiliriz.. Zor değildir bu lakin çok uğraş verip güzel sonuçlar alacağımızın garantisi yoktur. Anlayın artık; her savaştan galip gelmek sorunda değiliz; yapamayız da bunu. Ve bazen başaramayız işte..

Her bir unutuluşumuzda akla ziyan işler yapmak zorunda değiliz! Gemilerin batan yanlarında kalıp o gemileri yakalım hadi şimdi! Yapabileceksek hatta döndürebileceksek eğer gideni; hiç ertelemeyelim şimdi.. Gizli sevmek birini; bir olguyu gizli düşlemek, içip içip sabahlamaktan öte zevk katmayacaktır bize.. O vakitten sonra gemileri ateşe versek ne olur; limansız kalmak çok mu iyidir! ..

Eski fotoğrafların bulanık zamanlarına doğru yol alırken, bir sevda uğruna vazgeçmek midir hayattan; bir gece ansızın sonsuza “merhaba” demek!

Bırakalım şimdi bu saçmalıklarımızı.. Asıl saçmalıklarımızın etraf bütünlüğünde yol almak varken aşka dair cümlelerimizde; şimdi elveda cümlelerimizin vakti değildir. Çıldırmaktır bir aşkta yersiz yere “sevgi girdaplarımız”.. O girdapları uyutup; kanmışlığın çerçevesinde kendimizi yine kendimize hapseylemektir asıl girdaplarımız.. Bilin ki gardiyan yine biziz kendi mahkumiyetimizde.. Ve yine bilin ki sancılarımızın da savcısı yine biziz..

En dip noktalarda aşka hak vermek de ondan vazgeçmek de içimizdeki ateşin bize sunacağı resimdir.. Resimlerde rol alıp aşka küfreylemek değildir doğru olan.. Doğrunun kendi tepesinden boşluklara atlamak değildir ki aşk.. Ona ulaşmak için katledilen zaman da değildir aslında.. Asl-ı zamanı bulmaktır; doğru yerde, doğru bir insan ile..

Sevişmek gibidir yalnızlıkta anılarla; görmektir, anlamaktır onu; bir aşk.. Hayat hep güzel yanlarını sunacak değildir insana. Öyle olsa; aşklarda acı olmazdı değil mi! Ayrı zamanlarda aynı acıların peşinden sürüklenmektir belki aşk.. Ama asla aynı zamanlarda farklı acıların kurbanı olmayı hak etmek değildir.. Ve aşk dediğin; onun için hep bir “tutku” gerektirir.

Yabancı bir şarkı dinleyip; ezgileri hatırlarda biriktirmek gibidir aşk dediğin.. Unutmak değildir yani. Anlamsız yere değil; anlamsız kalmasın diye peşi sıra yol almaktır..

..

Yani aşk dediğin;

Onun kurbanı olmak değil, Onda asıl; kendini bulmaktır..

..

“derdimiz aşk ise eğer..”

malzemeler:

-biraz eskimiş acılarınız (aşk içermesi özellikle tavsiye edilir)

-hayatınızda yer etmiş birkaç şarkı

-iki şişe bira (üretim İstanbul veya İzmir fark etmiyor)

-alışılagelmiş bir paket sigara

2012

Eyüp Gergin
Kayıt Tarihi : 17.6.2014 03:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Eyüp Gergin