Derdim Var Yüreğimle

Tunay Bozyiğit Seyduna
405

ŞİİR


20

TAKİPÇİ

Derdim Var Yüreğimle

Derdim var yüreğimle

dilimin altında tuttuğum bir yara var
göğsüme fazla gelen
aklıma fazla
çıplak, zalim
ve gözü kanla dönmüş bir yara
öfkeden kudurmuş sinemde
sanki dalgalarında çatlıyor at gibi
bir deniz bağıra köpüre
ateş kalmadı umudumda
ısınmaya
yine de canım istedi
candan sevebilmeyi seni
ve dalmak sendeki sunağına
bu yarayı bir de mahpustan bilirim
fitilimdi her dem...
baskın yemiş gecelerde
piastos edilip sürgüne gönderildiğimde bile
benimle gelirdi
işte o zaman başım dimdikken düşmana karşı
göğsümde bir çınar devrilirdi
paşakapı zindanını
o manastır dönmesi haç yapıyı yaktığımızda bile
yanmamıştı, şuramda dipdiriydi
metriste uslanmaz firar girişimi
özel tipte bayram etmişti, paşaydı
hücre duvarında kızıl yoldaşların kanında yazılırdı
atilla ermutlu, doğan özzümrüt diye bağıran çığlıktı
o yoldaşları ki bir kez olsun görmemiş,
selam verip almamıştım
ama aynı safta kavgadaydık
ve sen ey kanayanım
o zan bile o zındanda adlarında soluklandığım
iki akciğerim yaptığımda bile
arlarına girip mavzer gibi
yer açıp aralarında kımıldardın
sakarya da o kayaların eridiği nemli
inan etine aç sından da bile
hasretten bir pençeydin
rutubette can bulan bir kök gibi
etime geçmekteydin
ringlere kelepçeyle bindirilirken sürgüne
yetmeyip bir de baş parmaklarım zincirlenirken birbirine
kıs kıs gülerdin kendine benzeyen ellerime
bir paragraf açmak gerek bu bahiste:
hücre güneşin altındaki kör bir insandır
tecritleyip gören ademlerden teslim alınandır
üç adımlık ölümüne bırakılandır
muradı düşmanın
ama ben sıradan bendim
o kafeste aslanlar gibi yatmayı ustalarımdan öğrendim
sekiz saatlik kuş uykusu tetiğinde,
kıkırdak avcısı sıçanlara nöbetteydim
iki saat voltada istanbulda sevdamla sahildeydim
iki saat şiirlerle, türkülerle, yoldaşlarla alanlarda,
caddelerdeydim
iki saat sırt üstü yatıp gözümü alıştırıp karanlığa
tekstildeki genç yaşta tükenen kızlara
makine başında hınçtaydım
iki saat bir ustamın
marks'ın görkemli sakallarını anlamakla tarardım
bu kör karanlıkta engels generalin işaret prmağıyla gösterdiği
beynimin kıvrımlarında aydınlığını arardım
can yoldaşım lenin' in ne yapmalı sorusunu yanıtlardım
iki saat kavga yoldaşlarımın emeğini
ve güneşin partinin ışıktan emirlerini iliklerine emzirirdim
geriye ne kalmışsa zamana dair yirmi dört saatte
gövdemin çeliğine sporla su verirdim
bu her gün devrimci disiplinle kendini yenilerdi,
derinlenirdim
günü geldiğinde güneşin alnına çıktığımda dipdiri
ve başaklarca olgun
güneş gövdeme hücum ederken aç bir gülüşle
çözüleceğimi uman düşman bakışlarıyla hınçla
güneşle ben hasretle kucaklaşırken
daha bir dirimliğimden ürperirdi düşmanım
ben sıradan bendim
ustalarımın safında bir mısra nefestim

Tunay Bozyiğit Seyduna
Kayıt Tarihi : 25.6.2018 16:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Tunay Bozyiğit Seyduna