Devretti kısır-döngü, bugün de şafak söktü,
Zonklayan şakaklarla bûngun emellerdesin;
Pörsüyen bilincinde mânâ çadırın çöktü,
İki uçtan yandı mum, çıkmaz tünellerdesin!
Kuruntu sevdâların arabesk dertleriyle
Can çekişen baharın azâbı seni buldu,
Sağlığını tüketen sanrı nöbetleriyle
Geçti korlanmış çağın, savrulan küllerdesin!
Antik heykeller gibi başında tipi dindi,
Unuttun şarkını da, çalan, söyleyen kimdi?
Rüzgârın uçurduğu bir top çalısın şimdi,
Çoktan bozulmuş bağın, kavruk yeşillerdesin!
Beton dökülmüş sanki yüreğin öylesi dar,
Taşlaşan her anıda, tutkuların izi var;
Tanıdık simâları perdelemiş bir duvar,
Bu zindan voltasında baygın git-gellerdesin!
Birazdan güneş doğar, ruhunu sisler bürür,
Yarınsı kaygılarda taze hüsranlar büyür;
İçinde bir uğultu, dağ-taş üstüne yürür,
Uyanık kâbuslarla kan-çanak gözlerinde,
Görmekten kaçındığın olgun rüyâlar çürür...
Gölgelerle birlikte sanki ömrün kısalır,
İkindine varmadan özgüvenin azalır,
Akşama melankoli, dudağından söz alır,
Fettan serzenişlerle gâm üreten bedbinlik,
Derakap, senden önce yatağına uzanır!
Uykusuz, duraksız, uzun geceler...
Her biri, dünkünden daha bir çetin
Dertleri kuşanır, dört yanı basar;
Yad çağrışımlarla başın döner de,
Kör pencerelerde yıldızlar susar...
Ruhun dirense de yılgınlığına,
Güç yetmez bu gönül algınlığına...
Dipsiz kuyuların izbe çağrısı,
Beynine durmadan labirent kazar;
Dağınık, perişan düşüncelerden,
Efkârlı sinene dehlizler uzar...
Bahtına kahreder, ağlar, inlersin,
Kendini geceler boyu dinlersin!
Cefâya bağımlı bir derbedersin,
Yüreğin, yüreğin sanki bir mezar!
Damla, damla eriyorken uzletinde günden güne,
Dalgınlık çehrene maske, iç-yüzün deli-divâne!
Alnına vuran terlerde kuruyan irfânın inan,
Başın korlanmış nasılsa dışına vermiyor duman!
Mengeneye bağlanmışsın kıprayacak durumun yok,
En kötüsü bu çıkmazdan kurtulacak yorumun yok!
İnsan böylesi biter mi? Kırık-dökük sevenlerin;
Mahzenine sitem etme, bu zindan kendi eserin!
Öyleyse çözüm de sende, kabuğunu kırmalısın!
Olumlu öğretilerle kalbini onarmalısın!
Ve derbeder, sanal-telkin zanları çöpe dökerek,
Hayatını sıfırlayıp, yeni baştan kurmalısın!
Apaydın özünden bağ çözülen de,
Şavkınla yüzleşen evhamlar pusar;
O zaman anlarsın, meğer zehrinmiş,
Nokta koymadığın bunca intizar...
Kıssandan hisseni aldıysan şâyet,
Her gece, ruhuna nurdan bir âyet!
Bilgelik burcundan sana bu dâvet:
Özüne hoşça bak, olma kem nazar!
İçinde kötümser batağı kurut!
Oku varlığını, dertleri unut!
Gör, nelere kâdir, sendeki boyut!
Her zerrene umut, bin roman yazar...
Kayıt Tarihi : 20.6.2008 18:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!